8. Hukuk Dairesi 2010/1321 E. , 2010/4127 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
İsmet Kundakçı ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 06.10.2009 gün ve 33/388 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Kundakçı, tapu kaydı, miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 182 ada 48 nolu parsele ait tapu kaydının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... temsilcisi, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olup, davalı ... Başkanlığına açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, davalı Hazineye karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 182 ada 48 nolu parsele ait tapu kaydının teknik bilirkişi Emrah Alkan tarafından düzenlenen 04.09.2009 tarihli krokide A harfiyle gösterilen 20466,81 m2 yüzölçümüne ilişkin kısmının iptaliyle bu kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 182 ada 48 nolu parsele ait kadastro tutanağından; 165378,60 m2 yüzölçümünde ve “ Çayır ” niteliğiyle senetsizden, çayır olarak halkın ortak ve müştereken kullandıkları yer olduğu muhtar ve bilirkişilerin beyanlarından anlaşılmakla 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesine istinaden 09.09.2003 tarihinde sınırlandırıldığı, bu sınırlandırmanın itiraz edilmeksizin 14.07.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4342 sayılı Mera Kanununun 3/c maddesine göre, “Çayır: Taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yeri” ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 4. maddesine göre de; “Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur. Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz ... Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümler uygulanır.”
4342 sayılı Mera Kanununun yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca; dava konusu taşınmaz “çayır” olarak sınırlandığına göre, mülkiyeti Hazineye ve kullanma hakkı da taşınmazın bulunduğu Havuz Belediyesine ait olduğundan davalı ... Başkanlığının kullanma hakkı sahibi sıfatıyla davalı safında yer alması gerekir.Mahkemenin davalı ... Başkanlığına karşı açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin hüküm bölümü açıklanan nedenle doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine temsilcisinin hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, davalı Hazine yönünden kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık umuma ait “çayır” niteliğiyle sınırlandırılan taşınmaza ilişkin bulunduğuna göre, kadim ve tahsisli mera araştırması yapılması gerekir. Taşınmazın öncesinin kadim mera veya umumi çayır niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılırken yerleşmiş Yargıtay İçtihadlarına göre, meradan yararlanmayan komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ve uzman bilirkişi ziraat yüksek mühendisi aracılığı ile tesbiti gerekir. Toprak Tevzi Komisyonu veya kadastroca işlem gören yerlerde komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı belgelerin getirtilmesi, davacının delili olan Osmanlıca tapu kaydının tercümesi yaptırılarak bütün bu kayıtların dosya içerisine konulması, İl Özel İdare Müdürlüğü’nden getirtilen tahsisli mera kayıtlarıyla birlikte mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve teknik bilirkişiler aracılığı ile uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği, kapsayıp kapsamadığı tesbit edilerek nizalı taşınmaz ve çevreleyen komşu taşınmazların mer"a veya çayır niteliğinde olup olmadığı hususu üzerinde durulması, dava konusu taşınmazın tahsisli mera kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, komşu köyler halkı arasından seçilerek gösterilen taraf tanıklarından ve yerel bilirkişilerden taşınmazın öncesinin ne ve kime ait olduğunun, kimden kime kaldığının, umuma ait çayır olup olmadığının etraflıca sorularak belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.