1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/18839 Karar No: 2018/15526 Karar Tarihi: 13.12.2018
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/18839 Esas 2018/15526 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2015/18839 E. , 2018/15526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen maden ruhsatını iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece dava değeri altında kaldığından duruşma isteminin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, maden ruhsatının iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı.........Tarhan’ın varlıklı bir tüccar olup, maden işletmeciliği ve müteahhitlik yaptığını, murisin bedelini ödemek suretiyle aldığı ............ sınırları içinde kalan 24.07.1955 tarih ve 41/28 ruhsat no’lu maden sahası ruhsatını davalı oğlu ... adına kayıt ettirdiğini, sözleşmenin tarafının ... olarak gösterildiğini, ancak davalının o tarihlerde alım gücünün bulunmadığını, bedelin muris tarafından ödendiğini, taraf muvazaasına dayalı davanın kabulü ile anılan maden sahası ruhsatının davalıya devrine ilişkin işlemin iptaline ve miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava dilekçesi içeriğinden ve talep kısmından davacının muris muvazaasına dayandığı, ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.01.2011 tarih ve 2010/536 E 2011/27 K sayılı ilamının, eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, maddi vakıayı bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapıp uygulanacak kanun maddelerini tespit etmek hakime aittir. Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileriye sürülüş biçiminden, eldeki davanın taraf muvazaası ( şahsi haktan kaynaklanan inançlı işleme dayalı ) hukuksal nedenine dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın 303. maddesi uyarınca kesin hükümden söz edilebilmesi için her iki davanın taraflarının, konusunun ve hukuki sebebinin aynı olması gerekir. Somut olayda, eldeki davanın "taraf muvazaası" hukuksal nedenine dayanılarak açıldığı; kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.01.2011 tarih ve 2010/536 E 2011/27 K sayılı davada ise " muris muvazaası " hukuksal nedenine dayanıldığı, böylece her iki davanın hukuki sebeplerinin farklı olduğu gözetildiğinde, kesin hükümden söz edilemiyeceği açıktır. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, kesin hükümden bahisle davanın reddedilmesi isabetsizdir. Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.