11. Ceza Dairesi 2016/12507 E. , 2017/629 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 29/10/2016 tarih ve 94660652-105-74-7627-2016 Kyb sayılı kanun yararına bozma isteğine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 24/11/2016 tarih ve 2016/390422 sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1 ve 43/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli ve 2014/269 esas, 2015/36 sayılı kararı ile verilen 1 yıl hapis cezasının verilen bu cezadan indirilerek sanığın 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2015 tarihli ve 2015/250 esas, 2015/902 sayılı kararının "Bartın Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2012 tarihli ve 2010/912 esas, 2012/367 sayılı kararı ile sanık ... hakkında 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na muhalefet suçundan mahkumiyet hükmü kurularak, anılan bu kararın Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 25/02/2015 tarihli ve 2013/3259 esas, 2015/22827 sayılı ilamında belirtildiği üzere “Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada sanıktan bir kısım resmi ve özel evraklarla birlikte 06.04.2009 tarihli nüfus cüzdanı talep belgesinin ele geçirildiği, talep belgesine ilişkin evrakın tefrik edilerek mevcut kovuşturma konusu yapıldığı olayda; ayrılan soruşturmanın akıbeti araştırılıp mevcut dava ile birleştirilmesi aksi halde özetinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilmesi ve suça konu belgelerin bir bütün halinde zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı” şeklinde gerekçesi ile bozulmasına karar verilmesini müteakip, yeniden yapılan yargılamada Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2015 tarihli ve 2015/250 esas, 2015/902 sayılı kararı ile sanık ..."in, resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1 ve 43/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli ve 2014/269 esas, 2015/36 sayılı kararı ile verilen 1 yıl hapis cezasının verilen bu cezadan indirilerek sanığın 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, resmi belgede sahtecilik suçuna yönelik Karabük Ağır Ceza Mahkemesince sanık hakkında verilen 15/06/2010 tarihli ve 2010/58 esas, 2010/135 sayılı kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 04/11/2014 tarihli ve 2013/2442 esas, 2014/17937 sayılı ilamında belirtildiği üzere “suça konu nüfus cüzdanı, personel kimlik kartı, yerleşim yeri belgesi ve maaş bordrosunun fotokopiden ibaret olduklarının anlaşılması karşısında yapılan sahteciliğin iğfal kabiliyeti bulunmayacağı, bu durumda da sanığın özel belge niteliğinde olan banka başvuru formlarını ... adıyla sahte olarak doldurmasından ibaret eyleminin, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu” şeklinde gerekçesi ile bozulmasına karar verilmesini müteakip, yeniden yapılan yargılamada Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli ve 2014/269 esas, 2015/36 sayılı kararı ile sanık ..."in, özel belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207/1, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı 2 kez 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek bu kararın temyiz edilmeksizin 16/06/2015 tarihinde kesinleştiği, bu kapsamda Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 25/02/2015 tarihli ve 2013/3259 esas, 2015/22827 sayılı ilamına konu Karabük Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2012 tarihli ve 2010/912 esas, 2012/367 sayılı kararının, sanığın eyleminin bir bütün olarak özel belgede sahtecilik olarak nitelendirilerek verilen kararın kesinleştiği gözetildiğinde, Karabük Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan dava/davalar (15/06/2010 tarihli ve 2010/58 esas, 2010/135 sayılı karar, 03/03/2015 tarihli ve 2014/269 esas, 2015/36 sayılı karar) ile birleştirilmesi imkanının bulunmadığı bir durumda Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 25/02/2015 tarihli ve 2013/3259 esas, 2015/22827 sayılı bozma ilamı üzerine direnme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dairemizin 25/02/2015 tarihli 203/3259 esas ve 2015/22827 karar sayılı bozma kararında "Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada sanıktan bir kısım resmi ve özel evraklarla birlikte 06.04.2009 tarihli nüfus cüzdanı talep belgesinin ele geçirildiği, talep belgesine ilişkin evrakın tefrik edilerek mevcut kovuşturma konusu yapıldığı olayda; ayrılan soruşturmanın akıbeti araştırılıp mevcut dava ile birleştirilmesi aksi halde özetinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin intikal ettirilmesi ve suça konu belgelerin bir bütün halinde zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi" yasaya aykırı görülerek, Bartın Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2012 tarihli 2010/912 esas ve 2012/367 karar sayılı mahkûmiyet hükmünün bozulduğu; bozmaya uyan Mahkeme tarafından getirtilen dava dosyasına göre, Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı"nın soruşturmasına konu olan belgeler nedeniyle açılan dava üzerine Karabük Ağır Ceza Mahkemesi"nce 03/03/2015 tarihinde 2014/269 esas ve 2015/36 karar sayı ile verilen mahkûmiyet hükmünün 16/06/2015 tarihinde kesinleştiğinin tespit edilmesi üzerine kanun yararına bozma isteğine konu olan mahkûmiyet hükmünün verildiği anlaşılmıştır.
Dairemizin sözü edilen bozma kararı, diğer davanın derdest olması halinde birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise verilen hüküm ve hükme esas olan belgeler esas alınarak sanığın hukukî durumunun değerlendirilmesi niteliğinde olup, davaların mutlaka birleştirmesi öngörülmüş değildir. Bu durum karşısında, Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce Dairemizin bozma ilamına karşı direnilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozma talebi yerinde değildir.
Öte yandan, Yargıtay ilgili dairesi tarafından hükmün bozulması üzerine, bozmaya uyan mahkeme tarafından verilen hükümde CMK"nın 309. maddesi kapsamında hukuka aykırılık bulunması halinde, ancak bu aykırılık nedeniyle kanun yararına bozma istenebileceğinden, bozma kararına direnilmesi gerektiği gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinde bulunulamaz.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Yerinde görülmeyen kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki talebin CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince REDDİNE; dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.