21. Hukuk Dairesi 2014/3367 E. , 2015/2639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 295-52 sicil numaralı işyerinde geçen 16 günlük çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; 295.52 sicil numaralı iş yerinden davacı adına bildirilen, ancak davadışı ...’un hizmet cetvelinde davacı adına görülen 19.08.1969 – 03.09.1969 tarihleri arasındaki 16 günlük çalışmanın davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde dava açılmadığı, yine davacının dönem bordrosunda ... nolu iş yerinde adı geçtiği, davacının ise 295.52 sicil numaralı iş yerinde çalıştığını iddia ettiği, davacının çalışmalarının belirttiği iş yeri ile ilgili herhangi bir işe giriş bildirgesi verilmediği, aksinin de ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; davada hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve ... sicil numaralı iş yeri tarafından dönem bordroları ile davacı adına Kuruma bildirilen, ancak davadışı ...’un hizmet cetvelinde davacı adına görülen çalışmaların davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalıştırılanlar, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3. maddesinde belirtilen istisnalardan olmamak kaydıyla, 2. maddede öngörülen koşulların varlığı halinde kendiliğinden sigortalı sayılırlar.
Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağına ilişkin norm, sigortalının kayıt altına alınabilmesi ile sonuç doğurur.
Bildirimsiz geçen çalışmaların tespitine ilişkin dava koşulları 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/10. maddesinde tanımlanmıştır. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte tespit edilen belgelerinin Kuruma verilmemiş ya da çalışmaların Kurumca saptanamamış olması ile anılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması şeklinde sıralanabilir.
Sigortalı, bildirimsiz kalan çalışmalarının tespitini hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı, hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl (20.06.1987 tarihinde on yıla çıkarılmıştı. Ancak 01.06.1994 tarihinde tekrar beş yıla indirildi.) içerisinde isteyebilir. Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd. şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Somut olayda davacı, Kuruma kendisinin adıyla bildirilen ancak davadışı İsmail Karabulut’un hizmet cetvelinde görülen çalışmaların kendisine ait olduğunun tespitini talep etmiştir. Yani davacı, Kuruma bildirimi olmayan bir çalışmanın tespitini değil, Kuruma kendi adıyla bildirilen ancak kendisine ait hizmet cetvelinde değil de başkasına ait hizmet cetvelinde kendi adı ile görülen çalışmaların kendisine ait olduğunu talep etmektedir. Bu nedenle olayda hak düşümünün geçtiğinden söz edilemez.
Öte yandan; davacının adının görüldüğü dönem bordrolarının ait olduğu ... sicil numarasının; çalışmaların geçtiği işyerinin işkolu, kodu, sıra numarası ve il kodundan oluştuğu, davacının çalışmalarının geçtiğini iddia ettiği işyerinin numarası olarak belirttiği 295.52 sicil numarasının ise sadece işyeri sıra numarası ve il kodundan ibaret olduğu anlaşılmaktadır. (İl kodları zamanla değişmiştir.) Ayrıca davacı adına dönem bordrosu ile bildirilen çalışmaların bulunduğu dönem bordrosunda adı bulunan tanıklarca da davacı çalışmasının doğrulandığı görülmüştür.
Bu halde davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği sigortalılık süresi ile ilgili hak düşümü süresinden dolayı ve aynı zamanda işyerleri ile ilgili yeterli araştırma yapılmaksızın ... no’lu iş yeri ile 295.52 sicil numaralı işyerlerinin farklı işyerleri olduğu belirtilerek red kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, ... sicil no’lu iş yeri ile 295.52 sicil no’lu işyerlerinin aynı işyeri olup olmadığını davalı Kurumdan sormak ve her iki işyerine ait sicil dosyasını Kurumdan getirtmek, davadışı İsmail Karabulut’un hizmet cetvelinde davacı adına görülen 19.08.1969 – 03.09.1969 tarihleri arasındaki 16 günlük çalışmanın dayanağı olan belgeleri Kurumdan getirtmek, bu çalışmanın hizmet cetvelinde görüldüğü İsmail Karabulut’u tanık olarak hazır edip çalışmanın kendisine ait olup olmadığı konusunda ifadesini almak, kendisine ait olduğunu iddia etmesi halinde bu kişiyi taraf haline getirmesi için davacıya önel vermek, davakonusu çalışmaların geçtiği işyerinin dönem bordrolarını getirterek, resen bordro tanığı seçerek, dava konusu çalışmaların davacıya ait olup olmadığı konusunda beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.