"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 7.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.12.2003 gün ve 2001/1695-2003/1659 sayılı kararın incelenmesi Davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.02.2005 gün ve 2004/2459-2005/1035 sayılı ilamı ile ;
(....1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Y.... ve Ticaret A.Ş.nin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Dava BK. nun 355 ve devamı maddelerinde tanımlanan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Eser sözleşmelerinde yüklenici eseri fen ve sanat kurallarına uygun olarak imal edip iş sahibine teslim ettiğini, iş sahibi de teslim aldığı eserin bedelini ödediğini kanıtlamakla yükümlüdürler. Bu haliyle eser sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdidir.
Dava konusu somut olayda davalı turizm E....... Yatırım A.Ş.ne ait Zeytinli Adasında bulunan taşınmaz binaların asıl yüklenicisi Y.... Ticaret A.Ş. binaların tadilat ve onarımı, malzemelerin temini, şantiye nakliyesi, işçiliği, montajı, onaylı projelerine göre inşaatın yapılması ve iskan izninin alınması işini davacılara vermiştir. Yanlar arasında 12.6.2000 tarihli sözleşme düzenlenmiş toplam iş bedeli 965,649 USD + KDV olarak kararlaştırılmış ve davacılar ile davalılardan Y.... Ticaret A.Ş. sözleşmeyi imzalamışlardır. Davada davalı olarak gösterilen Turizm E...... Yatırım A.Ş. bu sözleşmede taraf olarak yer almamıştır.
0 halde husumet yöneltilmesi sorumlu tutulması mümkün değildir. Husumet ehliyeti ile ilgili itiraz zamanı yasayla tayin ve tahdit edilmiş bir ilk itiraz veya mahkemece nazara alınması davalı tarafından ileri sürülmesine bağlı bir defi mahiyetinde de olmayıp davanın her safhasında taraflarca dermeyanı mümkün ve mahkemece de gündeme getirildiği takdirde resen nazara alınması zorunludur. Bu bakımdan yerel mahkemece Turizm E...... Yatırım A.Ş. reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-HUMK.nun 87. maddesi Anayasa Mahkemesinin 20.7.1999 gün ve 1999/1 E., 1999/33 K. sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
Bundan sonra ıslah suretiyle davanın miktarının arttırılabilmesi imkan dahiline girmiş ise de davadan sonra dava konusu bedelin arttırılabilmesi için dava dilekçesinde fazla hakların açıkça saklı tutulmuş olması gereklidir. Bu yapılmadıkça ıslah yoluyla dava değeri arttırılamaz.
Dava konusu olayda davacı fazla hakkını saklı tutmadan 351.064 USD.nın tahsilini istediğinden davacıların bu miktar üzerinde alacağı çıksa bile bu talebi ile bağlı olup mahkemece daha fazlasına hüküm kurulamaz. Bu nedenle belirtilen miktar dışında ıslah dilekçesinde bahsedilen harçlandırılmayan KDV ile ilgili tahsil kararı verilmesi usule aykırıdır ve bozma nedenidir.
4-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporuna yapılan itirazlarda bir kısım eksik imalatların raporda nazara alınmadığı ileri sürüldüğü halde bu konuda gerekli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bilirkişilerden tüm itirazları karşılar şekilde ek rapor alınıp bundan sonra konu değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.
Açıklanan olgular gözden uzak tutularak eksik araştırma ve inceleme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece bozma ilamının üçüncü bendi yönünden önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Y.... ve Ticaret A.Ş. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacılar G....... Ltd.Şti ile G.... Ltd.Şti yüklenici sıfatıyla davalılardan Y.... Ticaret A.Ş. de iş sahibi sıfatıyla imzaladıkları 12.06.2000 tarihli eser sözleşmesi ile 7 adet binanın tadilat ve tamirat işlerinin yapılmasını kararlaştırmışlar; iş bedelinin hesap tarzını da sözleşmenin 2.maddesinde göstermişlerdir.
Diğer davalı Turizm E......Yatırım A.Ş. mülk sahibi olup, davacı yan onun da iş sahibi sıfatıyla sözlü eser sözleşmesi gereği yükümlülüklerinin olduğunu iddia etmiş ise de bu davalı yönünden açılan dava sonuçta husumetten reddedilmiştir.
Sözleşme ile ilgili uyuşmazlık yüklenici davacılara iş bedelinin eksik ödenmesi ile ortaya çıkmış; eldeki dava iş bedelinin kalan bölümünün tahsili için iş sahiplerine karşı açılmıştır.
Davacı/yüklenici vekili dava dilekçesinin "T.Konusu" bölümünde alacağını "351.064 USD+KDV" olarak göstermesine ve yine dava dilekçesinin 4.sahifesinde de "KDV alacağa ekli olarak" talep edilmesine karşın sonuç bölümünde sadece "351.064 USD" alacak istemiş; KDV ibaresine bu bölümde yer vermemiştir.
Daha sonra 01.07.2002 tarihli kısmi ıslah dilekçesi ile talebe "+KDV" eklenmiş ; davalılar vekiline tebliğ edilmiş ve bu miktar üzerinden 10.06.2003 tarihinden ıslah harcı yatırılmıştır.
Davalı tarafın ıslah konusunda bir karşı çıkması olmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ıslah geçerli kabul edilerek KDV li tahsile karar verilmiş; davalı tarafın temyizi üzerine Özel Dairece karar diğer iki neden yanında fazlaya ilişkin hakların dilekçede saklı tutulmamış olması ve ıslah harcının da yatırılmamış bulunması gerekçe gösterilerek usule uygun ve geçerli bir ıslah olmadığından KDV yönünden de hüküm bozulmuştur. Mahkeme bozmanın diğer iki bendine uymuş; 3.bentte yer alan KDV ye ilişkin bu bozma nedenine ise direnmiştir.
Direnmeyi davalı Y.... ve Ticaret A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Açıklanan duruma göre;
1-Bozma ilamında üç ayrı bozma nedeni yer almaktadır. Mahkemece, bozma ilamında yer alan diğer iki bozma nedenine uyulmuş; 3.bentte yer alan bozma nedenine direnilmiştir. 2 ve 4. bentlerde yer alan bozma nedenlerine ise mahkemece açıkça uyulmuştur.
Bozmaya uyulmakla yeni hükme konu olan husumet ve eksik imalat iddiası yönünden ek rapor alınması ile ilgili hususlarda verilen karara yönelik temyiz incelemesinin Özel Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle mahkeme kararının aşağıda yer alan KDV kalemi dışındaki bölümleri direnme olmayıp yeni hüküm teşkil etmekle, bunlara ilişkin temyiz isteminin incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
2-Bozma ilamının üçüncü bendinde yer alan bozma nedenine karşı direnme kararının temyizine gelince;
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; KDV alacağı noktasındadır.
Bu alacak kalemine dava dilekçesinin talep konusu bölümünde yer verilip, neticei talep bölümünde yer verilmemiş; fazlaya ilişkin haklar da saklı tutulmamıştır.
Daha sonra davacı yan harçlı ve karşı tarafa tebliğ olunan ıslah dilekçesi ile bu kalemi talep etmiştir.
Mahkemece, ıslah nazara alınarak KDV ile ilgili olarak ta tahsil kararı verilmiş; Özel Dairece, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı ve ıslah dilekçesinde bahsedilip harçlandırılmadığı gerekçesiyle KDV ile ilgili tahsil kararı bozmaya konu edilmiş ve bu bozma nedenine direnilmiştir.
Buna göre; dava dilekçesinin açıklanan kapsamı ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmamış olması karşısında ıslahın mümkün olup olmadığı, KDV alacağına yönelik harcın ıslah talebiyle birlikte yatırılıp yatırılmadığı, dolayısıyla usulen bu alacak kalemine hükmedilip hükmedilemeyeceği uyuşmazlığın temelini oluşturmakta ve çözümü gerekmektedir.
İlkin belirtilmelidir ki, kural olarak davacı yanın nelerin hüküm altına alınmasını istediğini dava dilekçesinin talep sonucu (neticei talep) bölümünde çok açık biçimde göstermesi gerekir.
Ne var ki,1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 179.maddesinde dava dilekçesinin neleri içereceği açıklanmış olup; buna göre, davadaki istemin dava dilekçesinde açık bir şekilde gösterilmiş olması gereğine işaret edilmiştir. Dolayısıyla, bu yasal düzenleme karşısında taleplerden bir kısmının yalnızca dava dilekçesinin davanın konusu (talep konusu) bölümünde açıkça gösterilmiş olmasının da yeterli olduğu kabul edilmelidir. Eş söyleyişle, talep konusu (davanın konusu) bölümü dava dilekçesi kapsamına dahil olmakla bu bölümde açıkça yer verilen herhangi bir istemin, talep sonucu (neticei talep) bölümünde yer almaması sonuca etkili görülmemekte; talep konusu bölümünde "açık bir şekilde yer alması" bu istemin varlığını kabule yeterli bulunmaktadır.
Diğer taraftan, davanın konusunun (müddeabihin) para olarak gösterilmesi mümkün ise (talebin niteliğine göre) dilekçede miktar olarak yer alması ve buna göre peşin karar ve ilam harcının tahsili gerekmektedir. Şayet, dava dilekçesinde talebe yer verilmiş; miktarı belirtilmemişse bu değerin mahkemece davacıya tespit ettirilmesi ve peşin karar ve ilam harcının da bu miktar üzerinden ikmali ile yargılamaya ancak bu noktadan sonra devam olunması gerekir.
Açıklanan imkân tanınmasına karşın davacı değeri tespit ve harcını ikmalden kaçınırsa dava dilekçesi işleme konulamaz ve davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekir. Müddeabih gösterilmiş ancak eksik ise bir sonraki oturuma kadar noksan değer ve bunun üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamaz, dosya işlemden kaldırılır(492 sayılı Harçlar Kanunu Madde 16,30,32).
Somut olaya gelince, davacı dava dilekçesinin talep konusu bölümünde açıkça KDV istemine yer vermiş olmakla, bu istem kaleminin talep sonucu (neticei talep) bölümünde gösterilmemiş olması sonuca etkili görülmemiş; KDV isteminin varlığının kabulü gerekmiştir. Dolayısıyla ıslah talebi yapılmamış olsa dahi davacı yanın KDV isteminin dava dilekçesinde yer aldığı belirgindir.
Kaldı ki, davacı yan ıslah gerekmediği halde dava dilekçesini ıslah suretiyle KDV talebini yinelemiş; dilekçe tarihinde olmasa da takip eden aşamada bir miktar harç ta yatırmıştır.
Ne var ki, KDV kalemi gerek açık bir şekilde dava dilekçesinde, gerekse - ıslah gerekmemekle- açıklama dilekçesi olarak kabul edilen 01.07.2002 tarihli dilekçede yer almasına karşın, bu kaleme karşılık gelen dava değeri (KDV miktar ve oranı) belli edilmemiş; harç tahsil edilmişse de miktar belli olmadığından gerçek değer üzerinden yatırılıp yatırılmadığı da denetlenememiştir.
Şu durumda; mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesi ve 01.07.2002 tarihli dilekçede açıkça talep olunan KDV alacağının miktar ve oranının usulünce davacı yana açıklattırılıp, bu miktar üzerinden peşin karar ve ilam harcının tahsil edilmesi ve yargılamaya ancak bu yolla devam olunarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi olmalıdır.
Bu gereğe uyulmadan yargılamaya devam olunup, hükmolunan KDV alacağının miktar ve değeri gösterilmeksizin davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararının yukarıda (2) Yukarıda (1) maddede açıklanan nedenlerle.maddede açıklanan bu değişik gerekçelerle bozulması gerekir.
S O N U Ç : 1- Yukarıda (1) maddede açıklanan nedenlerle davalı Y.... ve Ticaret A.Ş. vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 15.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2- Yukarıda (2) maddede açıklanan nedenlerle, Davalı Y.... ve Ticaret A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 20.06.2007 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.