8. Hukuk Dairesi 2010/2285 E. , 2010/4122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 12.01.2010 gün ve 1055/17 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve arkadaşları vekili, tarafların ortak miras bırakanı ... ile davalı ... evli iken 03.10.2007 tarihinde öldüğünü evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına kaydedilen ...’da 36045 ada 4 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan ve davalı tarafından birlikte çalışarak edindiklerini, miras bırakanın SSK’ya tabi çalışan olup, katkı alacağının en az yarı hisse olduğunu, yarı hissenin vekil edenleri adına tescilini, bu mümkün olmazsa fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinden 6.000,00 TL para alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava tarihinden itibaren 1 yıllık dava zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, mal rejiminden kaynaklanan davaların bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerektiği, bir yıllık sürenin tarafların miras bırakanı ...’ın ölmesi nedeniyle davalı ile arasındaki evliliğin sona erdiği 03.10.2007 tarihinde başladığı, bu davanın ise bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 24.11.2009 tarihinde açıldığı gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların miras bırakanı ... ile davalı ... 09.09.1980 tarihinde evlenmiş, ...’ın 03.10.2007 tarihinde ölümüyle mal rejimi sona ermiştir. (TMK.nun 225/1 madde) Miras bırakan Züleyha’nın ölümü üzerine geriye mirasçı olarak taraflar kalmıştır. Dava konusu 36045 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 21.03.1994 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına tapuya tescil edilmiştir.Taşınmaz, miras bırakan Züleyha ve davalı arasında743 sayılı TKM.nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
Ne sebepten doğmuş olursa olsun “her türlü alacak” kural olarak zamanaşımına tabi olup mal rejimine yönelik katkı payı alacağı için de belirli bir süre sessiz kalınırsa bu hareketsizlik o alacağın artık dava edilmesine engel oluşturur. Başka bir anlatımla zamanaşımı söz konusu olur. 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinilen mallarla ilgili olarak açılan (ölümle evliliğin sona ermesi hali hariç) değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin talepler bakımından TMK.nun 178. maddesinde yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması doğru ise de 1.1.2002 tarihinden önce 743 sayılı TKM.nin yürürlükte olduğu dönemde evlilik birliği içinde edinilen mallarla ilgili eşlerden birinin açtığı katkı payı alacağına ilişkin davalarda 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1 ve 10.maddeleri de dikkate alındığında 1 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Eldeki dava, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazla ilgili katkı payı alacağına ilişkindir. Borçlar Kanununun 125. maddesinde "bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir" hükmündeki (her dava) sözcüklerini "bütün alacaklar" tarzında anlamak gerekir. Türk Medeni Kanununun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin bölümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulanır. Açıklanan nedenle davanın niteliği itibarıyla olayda; 743 sayılı TKM.nin 5. maddesi yoluyla BK.nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Mahkemece, tarafların miras bırakanı ...’ın ölmesi nedeniyle davalı ile arasındaki evliliğin ve mal rejiminin sona erdiği 03.10.2007 tarihinden eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği dikkate alınarak işin esasıyla ilgili deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken 1 yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 20.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.