Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1250
Karar No: 2010/4121
Karar Tarihi: 20.09.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1250 Esas 2010/4121 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/1250 E.  ,  2010/4121 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.12.2009 gün ve 76/691 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle davalı adına kayıtlı bulunan 101 ada 21 parselin 7165 m2"lik kısmına ait tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, vekil edeninin taşınmazı tapudan satış yoluyla edindiğini, zilyetlik iddiasına dayalı tescil davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın satın alındığı 2000 yılı ile 2008 olan dava tarihi arasındaki süre nazara alındığında davalının satışta kötü niyetli olduğunun iddia edilemeyeceği ve keşif icra edilmemiş ise de, tanıkların zilyetlik iddiasını ispatlamak üzere dinlenmelerinin talep edildiği, davalının ediniminde kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 101 ada 21 parsele ait kadastro tutanağından; 54300 m2 yüzölçümünde ve "Tarla" niteliğiyle 28.12.1954 tarih ve 610 sıra numaralı tapu ile maliki bulunan ölü ... adına 02.07.1999 tarihinde tesbit edildiği, tesbitin 26.05.2000 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dosya içinde bulunan tapu kaydına göre de, 21 parselin 06.10.2000 tarihinde Ali Taş mirasçılarının satışıyla davalı ... adına kayıtlı bulunduğu belirlenmiştir..
    Davacı, tapuda kayıtlı olan nizalı taşınmaz malı iktisap eden davalıya karşı iptal davası açtığına göre, davacının dava açma iradesi davalının iktisabının kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşır. Bu husus Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 8.11.1991 gün 1990/4 Esas, 1991/3 Karar sayılı kararında "Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmaz malı iktisap eden bir kimseye karşı MK.nun 931. ( TMK.nun 1023.md ) maddesinde öngörülen iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptali davalarında dava açma iradesinin kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşıdığı, kaldı ki, öyle olmasa bile buradaki kötü niyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğu ve bu nedenle de yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilme yaşağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebileceği" kabul edilmiştir. Mahkemenin, davalının dava konusu taşınmazı tapudan 8 yıl önce satın aldığı süre nazara alınarak davalının satışta kötü niyetli olduğunun iddia edilemeyeceği yönündeki gerekçesi doğru değildir.
    Davalı adına tesis edilen nizalı taşınmaza ait tapu kaydı, tapudan satın alma sonucu oluştuğuna göre, davalı TMK. nun 1023. maddesine dayanabilir. Ancak, TMK. nun 1023. maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle iptali istenen tapu kaydının bir kısmına ilişkin tescilin hukuki bir sebebe dayanmadığı veya dayandığı hukuki sebebin geçerli olmadığı yani iptali istenen tapunun yolsuz tescil sonucu oluştuğu sabit olmalıdır. Zira, tapudan satın alma sonucu tapu siciline güvenen ve iyi niyete dayanan kişinin TMK. nun 1023. maddesinden yararlanabilmesi için öncelikle iptali istenen tapu kaydının yolsuz tescil sonucu oluşması ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının tamamlanmış olması gerekir.
    Mahkemece yapılacak iş; taraflardan zilyetlik ve iyi niyet-kötü niyet konusundaki delil ve tanıklarının sorulması, iptali istenen 101 ada 21 parsel sayılı tapunun dayanağı olan 28.12.1954 tarih ve 610 sıra sayılı tapu kaydının ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavül kayıtlarının bulunduğu yerden getirtilerek eksiksiz olarak dosya arasına konulması, yapılacak keşifte taraf tanıkları etraflıca dinlenip, dayanak tapu kayıtları yerel ve teknik bilirkişiler aracılığıyla mahallinde uygulanarak gerçek hak sahibi olduğunu ileri süren davacıya ait yerin davalı adına kayıtlı parsel içerisinde kalıp kalmadığının saptanması, ondan sonra, ikinci aşama olarak davalının satın almada kötü niyetli olduğunun davacı tarafından iddia ve ispatı gerekir.
    Bu durumda, davalının iyi niyetli olup olmadığının mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekir. Zira, yolsuz tescile yani gerçekte hak sahibi olmayan bir kimse lehindeki tescile dayanarak ayni hak iktisap eden kimse, iktisabın geçerli olabilmesi için TMK. nun 1023. maddesi hükmü uyarınca iyi niyetli olmalıdır. Bir kimsenin iyi niyetli sayılabilmesi için de TMK. nun 3. maddesi hükmü uyarınca kendinden beklenen ihtimam ve dikkati göstermiş olması gerekir. Bunun için davalı üçüncü şahsın iyi niyetli olup olmadığı mahkeme tarafından kendiliğinden araştırılmalıdır.
    14.2.1951 gün ve 1949/17 Esas, 1951/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile de sonuç kısmında belirtildiği üzere "vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumu belirlenmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine artık sebep ve vecih kalmayacağına ve dava hakkının doğumunu sağlayan veya bertaraf eden iyi ve kötü niyetin bu durumda mahkemece resen nazara alınabileceğine karar verilmiştir.
    Yolsuz tescile dayanarak ayni hak iktisap eden üçüncü şahsın iyi niyetli olup olmadığı ve yolsuzluğu hangi hallerde bilmesi gerektiği araştırılırken kesin bir ölçü koymak mümkün değil ise de, genel bazı kriterlerle önemli özel durumların araştırılması gerekir. Genel kriter olarak, davalı ...’in dayandığı tescilin yolsuz olduğunu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel hayat tecrübelerine ve hayatın doğal akışına göre bilip bilmediği veya normal görüşlü bir insanın sarf etmesi gereken dikkati sarf etseydi yolsuzluğu ve uyuşmazlığı bilecek durumda olup olmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca, bazı fiili karinelerden de yararlanılabilir. Örneğin, olayımızdaki temlik edenlerin davalı ile akrabalık ilişkisinin bulunup bulunmadığının, taşınmazın el değiştirmesindeki çabukluk, değerinin çok altında bir bedel ile satılması, tarafların aynı yerde ikamet edip etmedikleri veya aynı köyden olup olmadıkları gibi bazı fiili karinelerle ilgili olaylar da araştırılarak bu karinelerden yararlanılmalıdır.Dava dosyası içinde bulunan resmi senet ve vekaletnameye göre, davalı ... dava konusu taşınmazın bulunduğu Köşk köyü nüfusuna kayıtlı olup, ikamet adresinin de bu köy olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece bu karinelerden de yararlanılmalıdır. Davalı dava konusu taşınmazı satın almasında iyi niyetli değilse TMK.nun 1024. maddesi uyarınca aynı kanunun 1023. maddesinden yararlanamaz
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; dinlenen taraf tanıklarından hangi olay ile ilgili olarak davalının kendinden beklenen ihtimam ve dikkati göstermediği hususları mahkemece sorulup araştırılmalıdır. Tanıklardan yukarıda açıklanan hususların sorulup araştırılması zorunlu iken bu yönler sorulmadan ve davalının iyi niyetli olup olmadığı araştırılıp tartışılmadan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi