15. Ceza Dairesi 2017/8800 E. , 2019/3802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : 1- TCK.nın 155/2, 168/1, 62/1, 51, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK.nın 204/1, 62, 51, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve sanık müdafii ile Üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, müştekinin yetkilisi olduğu Siesta Turizm Seyehat Acentesi’nde çalışan personele ikamet tezkeresi almak, süresini uzatmak ve iş takip etmek için 2010 yılı Haziran ayında 15.000 TL, 29 Haziran 2010 da 2.000 TL, 2010 yılı Ağustos ayında 1.500 TL olmak üzere toplamda 36.500 TL nakit parayı aldığı, ancak sanığın 78 adet Vergi Dairesi harç makbuzunu sahte olarak düzenleyerek Kemer Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne teslim etmek üzere götürdüğü, yapılan araştırmada suça konu 78 adet harç makbuzunun Kemer Vergi Dairesi’nce düzenlenmediğinin tespit edildiği, bu şekilde sanığın resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve sanık müdafii ile Üst Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelemesinde;
Sanığın ikrar içerikli savunmaları, müşteki beyanları, Kemer Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 14.02.2011 tarihli yazısında suça konu vergi dairesi alındılarının daireleri tarafından düzenlemediğinin belirtilmesi, mahkeme gözlemi ile inceleme konusu vergi dairesi alındılarının iğfal kabiliyetine haiz olduğunun belirlenmesi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve sanık müdafii ile Üst Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmemiş olması,
Kanuna aykırı olup, sanık ve sanık müdafii ile Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve sanık müdafii ile Üst Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelemesinde;
Sanık savunmaları, müşteki beyanları, Kemer Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 14.02.2011 tarihli yazısı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve sanık müdafii ile Üst Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- Sanığın aynı suç işleme kararı kapsamında müştekiden değişik tarihlerde birden fazla kez menfaat temin etmiş olması nedeniyle TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümleri gereğince cezasının artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b- Sanığın müştekinin zararını kovuşturma aşamasında giderdiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 168/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmeyerek, TCK’nın 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılarak eksik ceza tayini,
c- Sanık hakkında hükmolunan ceza TCK.nun 62. maddesi gereğince indirilirken adli para cezasının 1 gün olarak belirlenmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
d- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nun 53. maddesinin uygulanması suretiyle aynı maddenin 4. fıkrasına aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık ve sanık müdafii ile Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.