Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK"nun 83/a maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan veya kısmen haczi caiz olan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de ".....borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira, bir malın ne derece haczedilemez olduğunun, borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlara göre saptanabileceği" şeklinde ifade olunmuştur.
Bu durumda haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu, haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir.
Somut olayda; borçlunun maaşının 1/4"ü Mersin 4. İcra Müdürlüğü"nün 2008/8592 sayılı dosyasından haczedilmiş ve kesintilere başlanmıştır. Aynı borçlunun maaşının 1/4"ü bu defa Mersin 8. İcra Müdürlüğü"nün 2008/8710 sayılı dosyasından takibin kesinleşmesinden sonra İl Emniyet Müdürlüğü"ne yazılan 18.12.2008 tarihli müzekkere ile haczedilmiştir. Mersin Valiliği Emniyet Müdürlüğü icra dairesine gönderdiği 26.12.2008 tarihli cevap ile kesintinin 2. sıraya alındığını bildirmiştir. Bu haciz sırada beklerken borçlu icra dairesine vermiş olduğu 31.10.2011 tarihli dilekçesi ile "Yukarıda esası yazılı dosyaya olan borcum sebebiyle hiçbir sıra beklemeyecek şekilde her ay maaşımdan 800,00 TL kesilerek icra dosyasına aktarılmasına muvafakat ediyorum..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Borçlunun, maaşından 800,00 TL kesilmesine muvafakat ettiğine yönelik bu beyanı yukarıda açıklanan nedenlerle geçerli ve süreklilik kazanan Yargıtay içtihatlarına uygun olduğundan (HGK 31.03.2004 tarih, 2004/12-167 E. 2004/185 K.)  mahkemece  şikayetin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.