14. Hukuk Dairesi 2015/3694 E. , 2017/4087 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 08.02.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 1/2 oranında pay sahibi bulunduğu 158 ada 3 parsel sayılı taşınmaz lehine ve davalıya ait 160 ada 1 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, leh ve aleyhine geçit kurulacak taşınmazların maliklerinin tamamının davada yer alması gerektiğini, müvekkiline ait parselden geçit verilmesini kabul etmediklerini, geçit isteğinin en uygun komşuya yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın 160 ada 1 parsel yönünden kabulü ile, fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen krokide Kılınç harkı üzerinde kırmızı renkle ve A harfi ile gösterilen 18,51 m2 lik yere köprü ve büz oluşturmak suretiyle devamında krokide sarı renkle ve B harfi ile gösterilen 187,92 m2 lik kısımda davacıya ait ...Merkez...köyü... ada .... parsel lehine geçit irtifakı tesis edilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297.maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Somut olayda, hüküm sonucunda 158 ada 3 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit tesisine karar verilmiş ise de tesis edilecek geçitin eni infaza elverişli şekilde hüküm sonucunda gösterilerek geçit hakkı tesisine karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeksizin infazda terdeddüte neden olacak şekilde yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.