Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/20012
Karar No: 2012/29585

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/20012 Esas 2012/29585 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2012/20012 E.  ,  2012/29585 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 22/12/2008
    NUMARASI : 2008/1431-2008/1683

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle borçlu tarafından İİK.nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır.
    Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan olaya TTK.nun 726 ve 730. maddesi göndermesi ile 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. Borçlar Kanunu’nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve T.T.K.’nun 730/18.maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Ticari işlemlerin itimat, itibar ve sürat gibi özellikleri nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nda daha kısa süreli zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup, Borçlar Kanunu’ndaki zamanaşımı süreleri burada uygulanmaz.
    TTK.nun 662. maddesinde kastedilen davadan anlaşılması gereken, alacaklı tarafından, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde açılmış bir eda davası olup, ayrıca borçlu tarafından açılacak davada alacaklı durumundaki davalının itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü cihetle borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.1.1996 tarih 1996/12–654 esas 1996/805 karar sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir. Bu bağlamda, İİK.nun 105. maddesinde şekil bulan geçici aciz vesikasına dayanılarak açılan tasarrufun iptali davaları TTK.nun 662. maddesinde belirtilen davalardan olmadığından, zamanaşımını kesmez.
    Öte yandan, takip dosyasında, alacaklının cebri icrayı kesintisiz sürdürme iradesini göstererek, borçlunun haczi kabil hiçbir malın bulunmadığının tespiti gerekir. Bu halin kesin aciz vesikası ile belirlenmesi halinde, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesiyle borç zamanaşımına uğrar (İİK.  md. 143/6).
    Ayrıca TTK"nun 720/2.maddesi gereğince çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği (ibraz günü de gösterilmek suretiyle) çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmelidir. Aksi takdirde, ibraz edilmeyen çek, adi havale hükmünde olup kambiyo
    vasfında değildir. Alacaklının kambiyo takiplerine mahsus haciz yoluyla takip yapması, ibraz edilmeyen çeki kambiyo vasfına sokmaz. Takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı bu belge  yönünden 10 yıldır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olayda, takip konusu çeklerden 25.06.2005 keşide tarihli 582,00 TL, 15.06.2005 keşide tarihli 3.200,00 TL miktarlı ve 22.06.2005 keşide tarihli 3.200,00 TL miktarlı çeklerin muhatap bankaya ibraz edilmediği için bunlar yönünden uygulanacak zamanaşımı 10 yıl olup mahkemenin ret kararı bu yönden doğrudur. Ancak takip konusu diğer 6 çekin unsurları tam olup kambiyo vasfında bulunduğundan uygulanacak zamanaşımı 6 aydır.
    Mahkemece, takip kesinleştikten sonra 14.12.2005 tarihinden sonra takip dosyasında işlem yapılmadığından dolayı, alacaklı tarafça kesin aciz belgesi alınıp alınmadığı araştırılarak, kesin aciz belgesi alınmamışsa, kambiyo vasfında olan çekler yönünden istemin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi