Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1398
Karar No: 2018/621
Karar Tarihi: 20.03.2018

Silahlı terör örgütü üyesi olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1398 Esas 2018/621 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2017/1398 E.  ,  2018/621 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesi
    İtirazla İlgili Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62. maddeleri gereğince mahkumiyet
    Suç : Silahlı terör örgütü üyesi olma

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-GENEL OLARAK DOSYADAKİ DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ NİTELENDİRME:
    1-Sanık ... hakkında ele geçirilen özgeçmiş raporuna göre; Camilerde örgütsel ders yaptığı, başka dosya sanığı Maliki Okur"un kolluk anlatımından şahsı ile ilgili ve örgütsel konularda rapor sunduğu ancak hiçbir cevap alamadığı, Emniyet Müdürlüğünün Hizbullah Örgütünün Marmara Bölge Şemasına göre sanıktan Gebze yapılanmasında siyasi faliyet yürütüp kuryelik yaptığından söz edildiği, sanığın da 13.02.2000 tarihli kolluk ifadesinde aleyhindeki bu doküman ve beyanları teyid eder şekilde ..."un evinde örgüte ulaştırmak için not yazıp kendisine verdiğini, ... adli sorumlusuna sözlü olarak özgeçmişini verdiğini belirttiği, aşamalarda suçlamaları reddettiği anlaşılmıştır.
    2-Sanık ... hakkında ise; sanığın 23.05.2000 tarihinde hakkında soruşturma olduğunu öğrenince avukatıyla birlikte gidip Cumhuriyet Savcılığına teslim olduğu, başlangıçta suçlamayı kabul etmemiş ise de, dava derdest iken 4959 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra 24.09.2003 tarihinden sonra örgüt üyeliğini kabul ederek yasadan yararlanma talebinde bulunduğu, yerel mahkeme sanık hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartıldığında 4959 sayılı Kanunun ve TCK"nın 221. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    II-Yargıtay 9. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında suçun sübutu yönünden bir ihtilaf söz konusu değildir. Uyuşmazlık sanık ... hakkında suç vasfı, sanık ... hakkında ise 4959 sayılı Kanunun 4/a maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir. İtiraz incelemesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ileri sürülen hususlarla bağlı olunmadığı, incelemenin resen, talep ile bağlı olunmadan yapılacağından sanık ... hakkında da 4959 sayılı Kanunun uygulanıp uygulanmayacağı hususu Dairemizce değerlendirilmiştir.
    Hukuki sorunun sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi bakımından, öncelikle 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu ile öncesindeki yasal düzenlemelerin süreç içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Sanık ... ile ilgili olarak; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.10.2009 gün 2009/9-129/246 sayılı Kararında ayrıntıları açıklandığı üzere;
    "Ceza Genel Kurulunun 19.12.2006 gün ve 153-310 sayılı kararında da belirtildiği üzere; terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.
    Bu kanunun iki yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Kanun çıkarılmış, Kanunun 1. maddesi süreli, diğer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüğe girmiştir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı kanunlarla uzatılmış ve nihayet 29.08.2000 tarihinde uygulaması sona ermiş ise de, bu süre içinde beklenen amaca ulaşılamaması nedeniyle bu kez benzer amaçlarla 29.07.2003 tarihinde kabul edilen 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    4959 sayılı Kanunun genel gerekçesinde; “Yakalandıktan sonra bilgi verme eğilimindeki birçok örgüt mensubu nedamet eğiliminde olmasına rağmen herhangi bir ceza indiriminden yararlanma ihtimali bulunmadığından nedametini açıkça dile getirmemekte ve bilgi vermekten kaçınmaktadır. Oysa önemli konumdaki bir örgüt mensubunun, örgütle ilgili olarak verdiği bilgilerle, faili meçhul kalmış suçlar aydınlatılabilmekte ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi sağlanabilmektedir...” denilerek, Kanunun çıkarılma amacının, yakalanan örgüt mensuplarının bilgi vermeleri, bu suretle faili meçhul kalmış olayların aydınlatılması ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi olarak açıklanmıştır.
    Kanunun 3. maddesinde; bu kanundan yararlanamayacak kişiler sayılmış olup, buna göre; tamamı üzerinde etkili olabilecek şekilde terör örgütünü sevk ve idare edenler, hüküm kesinleşmeden önce hâkim huzurunda önceki beyanlarını reddeden veya bu kanun hükümlerinden yararlanmak istemediğini beyan eden failler ve 3216, 3419, 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı Kanun hükümleri uygulanmış bulunanlardan, anılan kanunların kapsamına giren suçları yeniden işleyenler 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunundan yararlanamazlar.
    4. maddesinde ise; kanunun uygulanma koşulları ve esasları düzenlenerek, terör örgütü mensubu olup da bu kanundan yararlanabilecek olanlara uygulanacak cezasızlık hali ile ceza indirimi miktarları ve bunların koşulları belirtilmiştir.
    Maddenin (a) bendinde; terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmemiş bulunanların kendiliklerinden veya dolaylı teslim olmaları halinde veya bunların kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşıldığında, ceza verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Bunların cezasızlık halinden yararlanmaları için örgütün faaliyetleri hakkında herhangi bir bilgi vermeleri de gerekmemektedir.
    (b) bendinde, terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmiş olup da silahlı mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden veya dolaylı teslim olanların yahut kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşılıp da bu kanundan yararlanmak istediğini açıklayanların hangi koşullar altında ceza indiriminden yararlanabilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, terör örgütü mensubu bu kişilerin anılan ceza indiriminden yararlanabilmeleri için; örgüte girişleri, örgüt içindeki faaliyetleri, bu sırada tanıdığı diğer örgüt mensupları, amirleri ve örgütün eylemleri hakkında bilgi vermeleri ve bu bilgilerin kendilerinin örgüt içindeki konum ve faaliyetleri ile uyumlu olması, ayrıca bu bilgilerin doğruluğunun da saptanması gerekmektedir.
    (c) bendinde ise; kendiliğinden teslim olmadıkları halde yakalanan örgüt mensuplarının durumu düzenlenirken; bu bentte de bilgi verme koşulu aranmış, bilgi vermenin, hükmün kesinleşmesinden önce veya sonra olmasına göre ikili bir ayrıma gidilmek suretiyle bu ayrıma dayalı olarak farklı miktarda ceza indirimleri öngörülmüştür. İradeleriyle teslim olmayan veya kendiliklerinden örgütten çekilmeyen bu kişiler güvenlik güçlerinin özel çabası sonucu ele geçirildiklerinden, bunlar hakkında ceza indirimine gidilebilmesi için, (b) bendinden farklı olarak, verdikleri bilgilerin terör örgütünün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım etmesi veya verdikleri bilgi ve belgelerle ya da bizzat gösterecekleri çaba ile örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olmaları koşulu aranmıştır.
    Sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağı 9. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık konusunu oluşturan 4959 sayılı Kanunun 4-a maddesinin uygulanabilmesi koşulları değerlendirilecektir. Kanun hükümlerinden yararlanabilmek için;
    a)Terör örgütü üyesi olduğunu gösterir eylem ve faaliyetlerin kabul edilmiş olması,
    b)Örgüt tarafından işlenen vahim nitelikte eylemlere katılmamış olmak,
    c)Kanun yürürlüğe girdikten sonra silahlı mukavemet göstermeksizin kendiliğinden veya vasıtalı olarak teslim olunmuş veya kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşılmış olmak,
    d)Süresi içinde kanundan yararlanmak istediğini mahkeme huzurunda beyan etmek,
    Şartlarının yanında, örgüt mensubunun Kanunun 3. maddesinde sayılan ve kanundan yararlanamayacak kişilerden olmaması gerekmektedir."
    Somut olayda;
    1-Sanık ... 02.01.2004 tarihli 4959 sayılı Kanundan yararlanmak istemli dilekçesini yargılama sürecinde, süresinde mahkemeye sunmuş, İçişleri Bakanlığının 05.02.2007 tarihli mütaalasına göre; sanığın yakalanarak ele geçirildiği, siyasi kanat birim elemanı olduğu, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde konumu uygun bilgi verdiğinin görüşünün bildirildiği, sanığın 11.02.2000 tarihinde yakalandığı, mahkemenin gerekçesine göre kolluk ifadesine göre örgütte yer aldığı, örgüte özgeçmiş raporu verdiğinden bahisle örgüt üyesi olarak kabul edildiği, kendiliğinden teslim olmayıp yakalandığından bahisle hakkında 4959 sayılı Kanunun ve TCK 221"in uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği belirlenmiştir.
    İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün mütaalası içeriğine göre, sanığın konumu nispetinde bilgi verdiği anlaşılmıştır. Sanık kolluktaki ifadesinde suçlamayı kabul edip sonraki aşamalarda inkar etmesi karşısında 4959 sayılı Kanunundan yürürlüğü itibariyle ve aynı Kanunun 3/b maddesi düzenleme gereğince etkin pişmanlıktan yararlanamayacak ise de; 28.07.2006 tarihli başvurusunda kanundan yararlanma talebinde bulunarak kolluk anlatımlarını doğrulayarak suçu ikrar etmesi karşısında, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK 221/4. maddenin uygulanması söz konusudur. Dosya kapsamına göre de sanığın eyleminin, örgüte, özgeçmiş raporu verme ve kuryelikten ibaret olduğu anlaşılmakla hakkında örgüt üyeliği kabulünde bir isabetsizlik yok ise de TCK 221/4 ikinci cümlesinin uygulanma koşulları oluştuğu halde yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    2-Sanık ... hakkında; 4959 sayılı Kanuna göre; örgüt üyelerinin gıyabi tutuklama müzekkeresi sonucu yakalanmış olmaları bu kanundan faydalanmaya engel hususlar arasında sayılmamıştır.
    Yerel mahkeme; hükümlünün yakalandığı ve konumuna uygun bilgi vermediği gerekçesi ile kanun hükümlerinden yararlanamayacağı sonucuna varmış ise de; 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanununda öngörüldüğü şekilde silahlı mukavemetle yakalanmanın söz konusu olamadığı, yerel mahkemenin kabulü ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin onama kararından anlaşılacağı üzere; hükümlünün örgüt üyesi olduğu herhangi bir vahim eyleme katılmadığı, işlediği kabul edilen eylemlerin örgüt faaliyeti kapsamında kabul edilip vahim eylem sayılamayacağı, 4959 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce mahkemedeki savunmasında suçu kabul etmemesinin sonuca etkili olmadığı, mahkum olduğu örgüt üyeliği suçu yönünden açık kabulünün bulunması karşısında 4959 sayılı Kanunun 3. maddesi kapsamında olmayan hükümlünün kendiliğinden örgütten ayrılıp üyelik suçunu kabul etmesi ve pişmanlığını ifade etmesi karşısında hukuki konumunun 4959 sayılı Kanunun 4-a maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeksizin, kanun hükümlerinden yararlanmayacağına ilişkin kabul yerinde görülmediğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar vermek gerekmektedir.
    III-KARAR
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Hükümlü ... bakımından farklı gerekçe ile olmak üzere; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
    2-Bu hükümler yönünden Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.04.2011 gün ve 2010/14479 Esas, 2011/2558 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
    3-Silahlı terör örgütü üyesi olan sanık ... hakkında karar tarihinde yürürlükte bulunan 4959 sayılı Kanunun 4-a maddesi uygulanması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi, sanık ... hakkında da yakalanan statüsünde olduğu gözetilerek 5237 sayılı TCK"nın 221/4 ikinci cümlesinin uygulanması gerektiğinden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.11.2009 gün ve 2004/7 Esas, 2009/295 Karar sayılı kararının BOZULMASINA,
    Hükümlü ... yönünden itirazı farklı gerekçe ile kabul edildiğinden, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesinin takdiri bakımından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    Mahkumiyet hükmünün bozulması nedeniyle 5275 sayılı Kanunun 98 ve müteakip maddelerince İNFAZIN DURDURULMASINA, ilgili Başsavcılığa müzekkere yazılmasına, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi