Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18885
Karar No: 2018/15480

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/18885 Esas 2018/15480 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/18885 E.  ,  2018/15480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, mirasbırakanları ...... (Tenha)’ın, ......... köyünde bulunan 39 adet taşınmazda paydaş olduğunu, veraset ilamında ismi geçen ......... mirasçıları olarak belirlendiklerini ileri sürüp yapılacak intikal işlemine esas olmak üzere dava konusu taşınmazların kendilerine ait olduğunun, mirasçılar tarafından tasarruf edildiğinin ve ...... maliki ile murisin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
    Asli müdahiller, davacıların ............’nın mirasçıları olmadıklarına dair kesinleşmiş mahkeme kararları bulunduğunu belirterek, davaya asli müdahale taleplerinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini istemişler, ayrıca davacıların kötüniyetli olarak dava açmaları nedeni ile HMK 329/2.maddesi uyarınca üst sınırdan idari para cezasına mahkum edilmesini talep etmişlerdir.
    Mahkemece, davacıların dava konusu edilen taşınmazlarda hukuken korunmaya değer bir haklarının bulunmadığı, taşınmazların paylı maliki olan ............ ile aralarında herhangi bir mirasçılık ilişkisi de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, ayrıca davacıların işbu davayı açmakta kötü niyetli oldukları ve hiç bir haklarının olmadıklarını bildikleri halde davayı açmış olmalarından dolayı HMK"nun 329/1.maddesi gereğince asli müdahil davacıların vekillerine ödemiş oldukları vekalet ücretinin tamamını ödemeye mahkum edilmelerine ve HMK"nun 329/2. maddesi gereğince de işbu davadaki haksızlık boyutu dikkate alınarak 1.000 TL disiplin para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden çekişme konusu taşınmazların kayıt malikinin ............ olduğu, eldeki davanın asli müdahillerinden ... tarafından açılan ......... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/259 Esas - 2003/110 Karar sayılı dosyası ile davacıların ...... Tenha’nın mirasçıları olduklarını bildirmek için belirttikleri ......... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/259 Esas - 2001/64 Karar sayılı veraset ilamının iptaline karar verildiği, yine ......... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/404 Esas - 2006/196 Karar sayılı dosyasında ve bu dosyanın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 7.Hukuk Dairesinden verilen 2008/99 Esas - 2008/220 Karar sayılı ilamında eldeki davanın davacılarının ...... maliki
    ......’ın mirasçıları olmadığı hususunun saptandığı, her ne kadar davacılar davayı takip etmemiş iseler de, davanın asli müdahiller tarafından yürütüldüğü göz önüne alındığında yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 12.12.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (Muhalif)


    -KARŞI OY-

    Dava, çekişmesiz yargı işlerinden olan kayıt malikinin tespiti istemine ilişkindir.
    Davacılar, dava konusu taşınmazlardaki kayıt maliki ile veraset ilamındaki mirasbırakanlarının aynı kişi olduğunun tespiti isteminde bulunmuşlar, davacılar ya da vekilleri duruşmalara katılmamışlar, ..., ..., ... ve ... 12.03.2015 tarihli asli müdahale dilekçesi ile, davacılar ile aralarında görülen davalar sonucu lehlerine kesin hüküm oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini istemişler, mahkemece davacıların dava konusu taşınmazlarla ilgilerinin bulunmadığı ve davanın kötüniyetli olarak açıldığı gerekçesiyle; asıl davanın reddine, HMK"nun 329. maddesi gereğince asli müdahillerin akdi vekalet ücretinin davacılardan alınarak asli müdahillere verilmesine, davacıların disiplin para cezası ile cezalandırılmalarına, asli müdahiller vekili lehine belirlenen maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak asli müdahillere verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiş, sayın çoğunluk tarafından hükmün onanmasına karar verilmiştir
    Davadaki temel sorun ve sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, asli müdahale kavramına ve bunun uygulama yöntemine ilişkindir.
    Asli müdahaleyi düzenleyen 6100 sayılı HMK"nun 65. madde hükmü şöyledir:
    Madde 65- " (1) Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
    (2) Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır."
    1086 sayılı HUMK"da yer almayan asli müdahale kavramının 6100 sayılı HMK"daki mevcut düzenleme şekli tereddüte yer vermeyecek düzeyde açıktır. Buna göre, yargılama konusu hak veya şey üzerinde hak iddia eden üçüncü kişi, yargılamada davacı ve davalı olan kimselere karşı aynı mahkemede "dava" açabilir. Çekişme konusu olan hak veya şeyle ilgili davacı ve davalı dışında kendi üstün hakkının bulunduğunu ileri süren kimse asli müdahale talep ederek lehine hüküm verilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Yargılamada davacı ve davalı olan kimseler asil müdahale isteyen yönünden "davalı" durumuna gelmektedirler. Asli müdahale isteyenin hak veya şeyin dava değeri üzerinden harç yatırmak yükümlülüğü bulunduğunda kuşku yoktur. Madde metninin 2. fıkrasında asıl yargılama ile beraber yürütülecek asli müdahale davası hakkında mahkemenin bir "karar" vereceği belirtilmiştir.
    Somut olaya gelince, asli müdahale isteyenler davacılar ile aralarında daha önceden sonuçlanan ve kesin hüküm haline gelen davalar nedeniyle yalnızca "davanın reddini" istemişler, taşınmazlarla ilgili davacılar yerine kendi lehlerine "tespit" isteminde bulunmamışlardır. Ortada asli müdahalede bulunanların, kanunun aradığı şartlarda açtığı bir "dava" yoktur. Davacının davasının reddini istemek bir "dava" değildir. Böyle bir istemin asli müdahale olarak kabulü halinde "feri müdahale" kavramı ile aralarında hiç bir farkın kalmayacağı tartışmasızdır. Asli müdahale isteyenlerin çekişme konusu hak veya şeyle ilgili esas yönünden bir istemi bulunmadığından mahkemece de onlarla ilgili hüküm kurulmamış, asıl davanın reddine karar vermekle yetinilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, çekişmesiz yargı işlerinden olan "tespit" istemine asli müdahalede bulunulduğunda, artık yargılama çekişmeli hale gelmektedir. Bu durumda davada sulh hukuk mahkemesinin görevi sona ereceğinden, mahkemece "esas" yönünden "ret" hükmü kurulması hatalıdır.
    Öte yandan, asıl dava ve mahkemenin kabul ettiği şekliyle asli müdahale davası ayrı ayrı davalar olduğundan, asıl davada davacının duruşma günü tebliğine rağmen duruşmaya katılmamasından dolayı, HMK"nun 150. maddesi gereğince hakimin re"sen dosyayı işlemden kaldırması gerekirken, asli müdahalede bulunanlar vekilinin davayı takip beyanını esas alarak davaya devam etmesi ve sonucunda esas hakkında hüküm kurması kanuna aykırıdır. Zira, müdahale isteminde bulunanlar, davacıların açtığı davanın tarafı değildir. Aksi düşünce HMK"nun 24. maddesinde düzenlenen "tasarruf ilkesine" aykırı olacaktır.
    Yine mahkemece, asli müdahale isteminde bulunanların istemi üzerine HMK"nun 329/1. maddesi gereğince akdi vekalet ücreti ve maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak asli müdahale isteminde bulunanlara verilmesine karar verilmiştir. Davacıların kötüniyetli olarak dava açtığını kabul eden mahkeme tarafından, davacılar tarafından asli müdahale isteminde bulunanlara değil, ilgili sıfatıyla ...... müdürlüğüne davanın yöneltildiği ve asli müdahale isteminde bulunanların HMK"nun 329/1 madde hükmündeki "diğer taraf" sıfatını taşımadıkları gözden kaçırılmıştır.Yargılama giderinden sorumluluğu düzenleyen HMK"nun 326. maddesi gereğince, açtığı davanın reddi halinde davacı "aleyhine hüküm verilen taraf" sıfatıyla, yalnızca davalıya karşı yargılama giderinden sorumlu tutulabilir. Aksi düşüncede, asıl davanın reddedildiği ve asli müdahale davasının kabul edildiği davalarda, davacı aleyhine hem davalının, hem de asli müdahilin yargılama giderini ödeme yükümlülüğü yüklenmesi gibi usul kurallarına aykırı bir durum ortaya çıkacaktır.
    Bu açıklamalara göre, mahkemece asli müdahale isteminin feri müdahale olarak kabul edilmesi ve davayı takip etmeyen davacılar yönünden HMK"nun 150. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerektiği kanaatiyle, sayın çoğunluğun onama yönündeki aksi görüşüne katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi