14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/18402 Karar No: 2017/4075 Karar Tarihi: 22.05.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18402 Esas 2017/4075 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar vekili, davalı ile yaptıkları satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Ancak, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmeleri için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği belirtilmiş ve zamanaşımı savunmasının dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmeyeceği ifade edilmiştir. Satış vaadi sözleşmelerinin noter önünde resmen düzenlenmesi gerektiğine dair Borçlar Kanunu madde 22, Türk Medeni Kanunu madde 706 ve Noterlik Kanunu madde 89'a atıfta bulunulmuştur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerine dayanan tescil istemlerinin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olması gerektiği vurgulanmıştır. Bedelden ödenmeyen kısımların ise Borçlar Kanunu madde 81 gereği depo ettirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2015/18402 E. , 2017/4075 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.07.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 26.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalı ile davacılar murisi ..."ın... 2. Noterliği’nde 19.04.1999 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 2068 ada 5 (yeni 8) parsel sayılı taşınmazın 3 numaralı bağımsız bölümdeki davalı payının satışının vaat edildiğini, taşınmazın tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmaz payının davacılar adına tescilini istemiştir.Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re"sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilirTaşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan "dürüst davranma kuralı" ile bağdaşmayacağından dinlenmez.Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.Somut olayda,... 2. Noterliği’nde 19.04.1999 günü satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalı ".. Lütfi Kır"dan intikalen gelen 2068 ada 5 (yeni 8) parsel sayılı taşınmazın 1. Kattaki hak ve hisselerinin tamamını 1.500,00 TL bedel karşılığında ..."a temlik etmeyi vaat ve taahhüt ederek gayrimenkul üzerindeki her türlü mülkiyet, zilliyet ve intifa haklarını da kendisi devir ve temlik ederek bedeli peşin aldığını" belirtmiştir.Satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazın zilyetliğinin vaat alacaklısına devredildiği belirtildiğinden zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.Bu itibarla mahkemece, davanın esasına girilerek ve tarafların gösterdiği deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.