Esas No: 2022/562
Karar No: 2022/4619
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/562 Esas 2022/4619 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının meralarını kullanılamaz hale getirdiğini iddia ederek haksız müdahalenin menini, meranın eski haline gelmesi için harcanacak bedel ve ot bedeli talep etti. Davalı, talebin fazla olduğunu ve zamanaşımına uğradığını belirterek reddini savundu. Mahkeme, davanın kısmen kabul edilmesine karar verdi. Ancak Yargıtay 14. Hukuk Dairesi bu kararı bozdu ve yeniden yargılama yapıldı. Yapılan yargılamada hüküm infaza elverişli olmadığı gerekçesiyle bozuldu ve raporun yanlış düzenlendiği belirtildi. Sonuç olarak, temyiz itirazları kabul edilerek karar bozuldu ve kanun maddesi gereği hükümde açıklık sağlanmadığı belirtildi.
Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21/05/2008 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 13/04/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 1081, 1396, 1596, 1215, 1421 ve 1597 parsel sayılı meralarının bir kısmına davalının fabrika atıkları, kireç ve toprak dökmek suretiyle kullanılamaz hale getirdiğini ileri sürerek, davalının haksız müdahalesinin menine, meranın eski haline gelmesi için harcanacak bedel ile geriye dönük 5 yıl ve meranın eski haline gelinceye kadar mahrum kalacakları ot bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davalının mera içerisinde yapmış olduğu yapıların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; talep edilen meblağın fahiş olduğunu, zarar miktarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 18/12/2015 tarihli karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13/02/2019 tarihli kararı ile ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile, davalının dava konusu taşınmazlar üzerine yapmış olduğu müdahalenin men'i ile dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların kaline, dava konusu taşınmazların ot bedeli olan toplam 3.353,02 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olayda; kurulan hüküm infaza elverişli değildir. Yeterli açıklık bulunmamaktadır. Hükümde hangi parselde hangi bölüme elatıldığının açık ve anlaşılır biçimde gösterilmemesi doğru değildir.
Bunun yanında 12/10/2020 tarihli fen bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda B harfi ile yeşil renkle taralı olarak gösterilen bölüm 2503 no'lu parsel kapsamında bulunmasına rağmen 2504 nolu parsel içinde olduğu belirtilerek raporun yanlış düzenlendiği görülmüş, bu hususun mahkemece denetlenmemiş olması da doğru bulunmamış, hükmün tüm bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.