Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5607
Karar No: 2018/13102
Karar Tarihi: 24.05.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/5607 Esas 2018/13102 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıya ait işyerinde sağlık ürünleri pazarlama görevlisi olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ise davacının ehliyetine el konulduğu ve ehliyetsiz olarak araç kullandığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının işini yapabilmesi için tahsis edilen aracı alkollü olarak kullanmaktan dolayı iş sözleşmesini haklı sebeple sona erdirdiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak davalının temyiz başvurusu sonrasında Yargıtay, davacı vekilinin istifa dilekçesi ile birlikte asile tebliğ edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, taraflar dinlenmeden bozma ilamına uyulmasına karar vererek kanuna aykırı bir şekilde usuli işlem tesis etmiştir. Bu nedenle karar BOZULMUŞTUR.
Kanun Maddeleri: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 81, 82, 434 ve Geçici Madde 3, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429/2.
22. Hukuk Dairesi         2018/5607 E.  ,  2018/13102 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalıya ait işyerinde sağlık ürünleri pazarlama görevlisi olarak çalıştığını iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacının ehliyetine el konulduğu yönünde 27/12/2012 tarihinde duyum aldıklarını ... Valiliği’nce davacının ehliyetine 27/09/2012 tarihinde alkollü araç kullanmak nedeniyle el konulduğunu bildirdiğini, davacının bu durumu işverene bildirmeksizin ehliyetsiz olarak araç kullandığını ve bu nedenle iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacıya işini yapabilmesi için tahsis edilen aracı alkollü kullanmaktan dolayı ehliyetine el konulmasından ve buna bağlı olarak çalışması aksatmaktan ötürü iş sözleşmesini haklı sebeple sona erdirdiğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, bu nedenle iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarfça temyiz edilmesi üzerine 30.03.2016 tarihli bozma kararı ile Yerel Mahkeme kararı bozulmuş , bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    Davacının davayı takip edip etmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 81 ve 82. maddelere göre, Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve ... taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur.İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar, istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirilir.
    Dosya içeriğine göre, davacı vekilinin 17.11.2016 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekildiğini beyan ettiği ancak vekillikten çekilme dilekçesinin masraf bulunmadığından bahisle davacıya tebliğ edilmediği , son celse duruşmaya her iki tarafında katılmadığı davalı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu , ancak davacı vekilinin herhangi bir mazeret dilekçesi sunmadığı ve fakat Mahkemece hatalı olarak davacı vekilinin mazeret dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere istifa dilekçesinin asile tebliğine ilişkin giderin ödenmesi davacı vekilinin sorumluluğundadır. Bu doğrultuda istifa eden vekile masrafın tamamlanması hususunda ihtarat yapılarak sonuca gidilmelidir. Öte yandan Mahkemece davalı vekilinin mazaretinin değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. Ancak söz konusu celse için bildirilen tek mazeret davalı vekiline ait olduğundan bu hususta maddi hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Neticeten yargılamanın devamı için zorunlu olan eksiklikler giderilmeden yargılamaya devam edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Öte yandan, 6217 Sayılı Kanunun 30. maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 2 maddesine göre Mahkeme, temyiz edenden 434. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle , kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir. Ancak Mahkemece taraflar dinlenmeden bozma ilamına uyulmasına karar verilerek açıkça kanuna aykırı olacak şekilde usuli işlem tesis edilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi