Esas No: 2022/1805
Karar No: 2022/4600
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1805 Esas 2022/4600 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1805 E. , 2022/4600 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.05.2009 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkis ve ipoteğin fekki talebi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.11.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, vasiyetnamenin iptali terditli olarak tenkis ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacılar; tarafların murisi ...'ın 17.11.2008 tarihinde vefat ettiğini, 26.08.1994 tarihli noterde düzenlediği vasiyetnamesi ile tüm malvarlığını davalılardan ... ve ...'a bıraktığını; murisin ruhsal rahatsızlığının olduğunu (fiil ehliyetinin bulunmadığını), saklı payı zedeleme amacı taşıyan vasiyetnamenin hukuka aykırı olduğunu; ayrıca, muvazaalı olarak 1. kat 2 no'lu bağımsız bölüm üzerine davalı ... lehine ipotek kurulduğunu; vasiyetnamenin, davalıların manevi baskısı ile düzenlendiğini ileri sürerek; vasiyetnamenin iptaline, olmadığında tenkisine, muvazaaya konu ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuşlar, esası bakımından da davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece ilk olarak, her ne kadar davacılar vekilince, murisin vasiyetnameyi yaptığı zamanda akli melekelerinin yerinde olmadığı ileri sürülerek vasiyetnamenin iptali talep edilmiş ise de; dosyada mevcut 03.03.2004 tarihli sağlık raporunda, muris Haydar'ın ateşli silah bulundurması ya da taşımasında psikolojik ve nörolojik yönden herhangi bir sakınca bulunmadığının tespit edilmiş olması; dosyada bulunan tedavi evraklarının psikolojik rahatsızlıklarla ilgisinin olmaması ve bu hususta dinlenen tüm tanık beyanlarından, 26.08.1994 tarihli vasiyetnamenin, ehliyetsizlik sebebiyle iptal edilmesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığına kesin kanaat getirildiği gerekçesiyle davacıların, davalılar ... ve ...'a yönelik, vasiyetnamenin iptaline bağlı olarak tapu iptali ve tescil yönündeki asli taleplerinin reddi; vasiyetnamenin tenkisi yönündeki feri taleplerinin kabulü ile; 31.218.01 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılar ... ve ...’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine; davacıların, davalı ...'a yönelik, muvazaa nedeniyle ipoteğin fekki yönündeki taleplerinin ise reddine karar verilmiş, hükmün taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 15.04.2014 tarih ve 2013/20927 Esas, 2014/6106 Karar sayılı ilamı ile mahkemece; davacı tarafın itirazı da gözetilerek, bu husustaki tüm deliller ve belgeler toplanarak (Hastane kayıtları ve raporlar da eklenerek) bu konuda en yetkili sağlık kurulundan, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından, heyet raporu alınması ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde vasiyetnamenin iptali isteminin reddine ilişkin hüküm kurulmuş olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun raporuna göre murisin işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun kabul edildiği anlaşılmakla vasiyetnamenin iptali açısından davacıların davalarını ispatlayamadığı, tenkis talebine gelindiğinde ise, miras bırakanın malvarlığının tamamına ilişkin teker teker tespit yapılarak alınan rapor doğrultusunda seçimlik tercih hakkı para olarak kullanıldığı ve ipotek açısından muvazaa iddiası kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davacıların, davalılar ... ve ...'a yönelik vasiyetnamenin iptali ve iptale bağlı tapu iptali ve tescile yönelik asli taleplerinin reddine, vasiyetnamenin tenkisi yönündeki feri taleplerinin kabulü ile, 29.166,31 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, davacıların davalı ...'a yönelik muvazaa nedeniyle ipoteğin fekki taleplerinin reddine karar verilmiş, hükmün davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 01/03/2021 tarih ve 2020/12091 Esas, 2021/2034 Karar sayılı ilamı ile mahkemece; mirasçı olarak atanan kimseye karşı açılan tenkis davasının kabulü halinde davacıların saklı payları oranında tenkise karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıların, davalılar ... ve ...'a yönelik vasiyetnamenin iptali ve iptale bağlı tapu iptali ve tescile yönelik asli taleplerinin reddine, vasiyetnamenin tenkisi yönündeki feri taleplerinin kabulü ile;
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 104 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 112 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 113 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 113 ada 74 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 114 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 117 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 124 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 104 ada 265 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline,
Malatya ili, ... ilçesi, İzzetiye Mahallesi, 316 ada 39 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 6/20 oranında iptali ile davacılardan ... adına 3/20 oranında tesciline, ... adına 3/20 oranında tesciline, davacıların davalı ...'a yönelik muvazaa nedeniyle ipoteğin fekki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 506. maddesine göre altsoy için saklı pay yasal miras payının yarısına tekabül ettiği düzenlenmiştir.
Mirasçı olarak atanan kişi, murisin külli halefi olduğundan, miras açılmakla yasal mirasçı gibi terekenin tümünün ya da belli bir payının sahibi olur (TMK 599/2). Mirasçı olarak atanan kimseye karşı açılan tenkis davasının kabulü halinde davacıların saklı payları oranında tenkise karar vermek yeterlidir.(2. HD.’nin 18.5.1995 tarihli, 4699-5842 sayılı Kararı, 2. HD.’nin 13.06.2007 tarihli, 2006/16512-2007/10134 sayılı Kararı ).
Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında somut olaya gelince; mahkemece bozma ilamına uyulsa da gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Nitekim dosya içerisinde bulanan mirasçılık belgesine göre davacıların yasal miras payının 3/20’şer pay olduğu, saklı paylarının ise TMK 506. maddesi uyarınca altsoy için yasal miras payının yarısı olarak hesaplandığında her bir davacı için 3/40’a isabet ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, mirasbırakan adına kayıtlı dava konusu taşınmazlarda her bir davacı için saklı payları olan 3/40 oranında tescile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı olarak davacıların yasal miras payları olan 3/20 oranında pay tesciline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, mahkemece tesciline karar verilen dava konusu Malatya ili, ... Mahallesi, 104 ada 2 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan ... adına kayıtlı 1/3 pay bulunduğu halde mahkemece taşınmazın tümü üzerinden tescile karar verilmiş olması ve yine tesciline karar verilen dava konusu Malatya ili, ... Mahallesi, 316 ada 39 parsel sayılı taşınmazın 2 no'lu bağımsız bölümü mirasbırakan ... adına kayıtlı olduğu halde, üzerinde kat mülkiyeti kurulu 316 ada 39 parselin tümü üzerinden karar verilmesi de doğru değildir.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanununun “Noksan tesbit edilen değer üzerinden harcın ödenmesi” başlıklı 30. maddesinde “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409'uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere, yargılama sırasında dava açılması sırasında yatırılmayan eksik harç tamamlanmadan yargılamaya devam olunmaz. Zira, harcın tamamlanması kamu düzenine ilişkin hususlar içindedir.
Davacılar dava dilekçesinde; Malatya ili, ... Mahallesi, 316 ada 39 parsel sayılı taşınmazın 2 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki davalı ... lehine verilen ipoteğin kaldırılmasını da talep etmiş olup, ipoteğin kaldırılması talebi niteliği itibarıyla nispi harca tabi davalardan olduğundan, mahkemece ipotek bedeli üzerinden harç tamamlattırılmamıştır. Harçlar Kanununun 30. maddesine aykırı biçimde eksik harç tamamlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru görülmediğinden, mahkemece yapılması gereken iş; süresinde eksik harç ikmal edildiğinde işin esası hakkında bir karar vermek olmalıdır.
Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik değerlendirilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.