18. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6988 Karar No: 2018/7532 Karar Tarihi: 16.05.2018
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/6988 Esas 2018/7532 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hakaret suçu hükümlülüğü mahkumiyet kararı temyiz edilmiş, ancak temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçilmiştir. Soruşturma ile birlikte sanığa hakaret eylemi yükletilmiş ve bütün deliller, iddia ve savunmalar eksiksiz bir şekilde sergilenip tartışılmıştır. Sanığın suçu işlediği saptandığından mahkumiyetine karar verilmiştir. Kararda en ağır cezayı içeren suçun çocuğun cinsel istismarı suçu olduğu belirtilmiş ve sanık hakkında birden fazla suçtan hükümlülüğü içeren ilamdaki hangi cezanın tekerrüre esas alındığı gösterilmemiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak verdiği iptal kararları ile TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olduğu belirtilmiş ve bu sebeplerden dolayı kararın düzeltilerek onanması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise TCK'nın 53/1-(c)
18. Ceza Dairesi 2016/6988 E. , 2018/7532 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Sanık hakkında, birden fazla suçtan hükümlülüğü içeren ilamdaki hangi cezanın tekerrüre esas alındığı gösterilmemiş ise de, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca ilamdaki en ağır cezayı içeren çocuğun cinsel istismarı suçundan verilen 14 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına ilişkin hükümlülüğün infaz aşamasında gözetilebilecek olması nedeniyle bozmayı gerektirmediği, Ancak; a) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, b) TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenlerle yerinde ise de, bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca; TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlar çıkartılarak, hüküm fıkralarına “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması” cümlesinin eklenmesi suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.