Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/21201
Karar No: 2018/8739
Karar Tarihi: 19.09.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/21201 Esas 2018/8739 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/21201 E.  ,  2018/8739 K.

    "İçtihat Metni"

    ........
    Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ile aralarında devam etmekte olan bir boşanma davası olduğunu, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça düğünden hemen sonra davalının borçları olduğu, bu borçlarından dolayı eve alacaklıların haciz getirebileceğinden bahisle elinden alınarak bozdurulduğunu, evlilik birliğinin devamı sırasında bir çok defa bu altınları talep ettiği halde borçtan bir türlü kurtulamayan davalının altınları iade etmediğini, sayı ve nitelikleri itibariyle tek tek sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla toplam 32.496 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davacıya ziynet eşyalarının 14 yıl önce nikahta takı olarak takılmış olduğunu o tarihten bugüne kadar kendisinden talep edilmediğini ve zorla alınmadığını, davacıya sorduğunda güvenli bir yerde ifadesini kullandığını, eğer kendisine teslim etti ise ne zaman ettiğini bunları teslim ettiğine dair elinde kanıtının olup olmadığının ortaya konulması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dava tarihi itibariyle yaklaşık 14 yıllık evlilik süresi içerisinde taraflar arasında ziynet eşyalarının iadesi hususunda her hangi bir ihtilaf çıkmadığı düşünüldüğünde altınların geri iade edilmek üzere elinden zorla alındığının kabulüne imkan bulunmadığı, davacı tanıklarının 14 yıllık süre sonrası düğünde takılan altınlar ile ilgili sayı ve nitelikleri hususunda vermiş oldukları ayrıntılı beyanların da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının dava konusu altınların geri iade edilmek üzere davalı tarafından elinden alındığı iddiasını ispat edemediği kanaatine varıldığı ayrıca, davacı tarafından yemin deliline başvurulmayacağı beyan edildiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-) Davacı iddiasının ispatı için tanık deliline dayanmış ve gösterdiği tanıklar mahkemece dinlenmiştir. Davacı tanığı .......(kardeş) beyanında, taraflar

    ./..
    -2-

    evlendikten sonra davalının kredi kartı borçları, tefeciden aldığı paranın faiz borçları olduğunu öğrendiklerini, bankada çalıştığı için kredi kartı borçlarını bizzat araştırdığını, davalının bu borçları nedeniyle düğünde takılan ziynet eşyası ve altınları bozdurmak istediğini, davalının ilk evlendiklerinde 20.000,00 TL"nin üzerinde toplam borcu olduğunu, davacıya takılan tüm altınlar bozdurularak bu borçların bir kısmının kapatıldığını, bozdurulan bu altınlar geriye iade edilmediğini, diğer davacı tanığı .........(davacının yakın arkadaşı) ise; düğünde takılan altın ve ziynet eşyalarının taraflar evlendikten sonra davalının borçları olduğu, eve haciz geleceğini söylediği için bozdurularak bu borçların ödendiğini, taraflar ayrıldığında davacının üzerinde sadece nişan yüzüğü olduğunu beyan etmiştir.
    Buna göre, dinlenen davacı tanıklarının beyanları, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafça düğünden hemen sonra davacının elinden alınarak bozdurulduğu noktasında birbirini destekler nitelikte ve tutarlıdır.
    HUMK.’nun 240.maddesine göre, tanık beyanı takdiri bir delildir. Bu nedenle hakim, tanık ifadesi ile bağlı değildir. Tanığın doğru söylemediğine dair belirti ve deliller varsa, tanık beyanlarının aksi yönde de karar verebilir. Ancak, HUMK.’nun 254.maddesine göre aksine inandırıcı delil ve olaylar mevcut olmadıkça, asıl olan tanık beyanlarının doğru kabul edilmesidir. Sırf akrabalık, tanık beyanlarının reddi için, başlı başına sebep değildir.
    Bu itibarla tanıkların beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadının, altınlarının davalı tarafça harcandığı yönündeki iddiasını ispat ettiği anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, yukarıdaki ilkeler gözetilerek, öncelikle düğünde takılan ziynetlerin tamamının miktarının tespiti ile taraf delilleri de değerlendirmek suretiyle, davacı tarafça varlığı kanıtlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalı tarafından aksine inandırıcı delil ve olay gösterilmeyen davacı tanıklarının beyanlarının kabulüne değer görülmeyerek davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    ...........

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi