21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/21875 Karar No: 2015/2556
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/21875 Esas 2015/2556 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2014/21875 E. , 2015/2556 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 12.11.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanarak sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, dahili davalı ... hakkında açılan maddi tazminat davasının husumet nedeni ile reddine, 20.000,00 TL maddi tazminatın ve 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12.11.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan ... hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir, Dosya kapsamından, davacı sigortalının harcını ödeyerek açtığı 21.09.2007 tarihli davasında davalı olarak ... ile ...ni gösterdiği, 16.07.2014 tarihli karar başlığında davalı olarak adı yazılan SGK Başkanlığının Mahkemenin 17.05.2012 tarihli ara kararı gereğince davacı tarafından kendisine dava dilekçesi tebliği ile davaya dahil edildiği anlaşılmıştır. Gerek karar gerekse işlem tarihi olan 17.05.2012 tarihinde geçerli olan 6100 sayılı HMK"da dahili dava diye adlandırılan bir müessese bulunmamaktadır. Açılmış bir davada üçüncü bir kişinin davalı olarak gösterilmesi istenirse harcı ödenerek o kimse hakkında usul hükümlerine uygun bir dava açılması gerekir. Dahili dava dilekçesinin birleştirme istemini de içeren yeni bir dava niteliğinde olduğunu düşünmek pek tabi mümkündür. Ancak bu durumda da bu niteliği ile de birleştirilen yeni davanın da harca tabi olduğu, diğer bir deyişle dahili dava dilekçesi ile birlikte yeni dava açılırken yapıldığı gibi başvurma ve peşin harcın yatırılması gerektiği ortadadır. Bunun yanında bir davada o davanın esası bakımından hüküm ancak davanın sujeleri yani davacı ile davalıları için verilebilir. Somut olayda, dava açılırken taraf gösterilmeyen ...nın davaya dahil edilmesi sırasında yalnızca adı geçen bu kişinin adresine dava dilekçesi tebliğ edilmiş, buna karşılık yeni bir dava açılırken yatırılması gereken başvurma harcı ile peşin harç yatırılmamıştır. Bu duruma göre ...na yönelik usulünce açılmış bir davanın söz konusu olmadığı açıktır. Hal böyle olunca da, hakkında usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmayan ve mevcut hali ile ihbar olanan konumunda değerlendirilmesi gereken ... bakımından davalı sıfatıyla işin esasına yönelik hüküm kurulması ve giderek Kurum lehine vekalet ücreti kararlaştırılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 16.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.