11. Hukuk Dairesi 2016/14407 E. , 2018/7712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/06/2015 tarih ve 2014/483-2015/505 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 04.12.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirkete nakliyat sigorta poliçesiyle sigortalı piliç emtiasının ambalajlanarak sigortalı şirketin tesislerinde cube reefer (soğutuculu) konteynere yüklendiğini, bu konteynerin davalı şirketin sorumluluğunda ...’ın ... ... adlı gemi ile, oradan da alıcı şirketin Bosna Hersek’te bulunan tesislerine tır ile taşındığını, davalı nakliyeci firma tarafından bu taşımaya ilişkin olarak 16/08/2010 tarihinde fatura ile 13/08/2010 tarihli konşimentonun düzenlendiğini, Bosna Hersek’te konteyner kapakları açıldığında ürünlerin bozulduğunun anlaşıldığını, emtianın tam hasarlı olarak kabul edilmesiyle bu konuda hasar dosyasının hazırlandığını, emtianın iş makineleri ile imha edildiğini, hasar sebebinin konteynerlerin soğutma ünitelerine elektrik verilmemesi olarak belirlendiğini, davalı şirkete ihtarat yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, davalı aleyhine icra takibine geçildiyse de borçlu şirketin itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine itirazının iptaline, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, konşimentonun 26. maddesindeki yetki anlaşması gereği Londra’da ki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi’nin yetkili kılındığını, bu suretle davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, davacının sigorta poliçesine aykırı olarak ödeme yaptığından halefiyet ilkesinden yararlanamayacağını, aktif husumetin bulunmadığını, taşıyana süresinde hasar ihbarının yapılmadığını, hasarın neden oluştuğunun tespit edilmediğini, zararın kaynağının belirlenemediğini, davacıya kapalı ve mühürlü olarak konteynerin teslim edildiğini, olayda malın yüklendiği emtianın kartonlarının dağınık ve yırtık halde olması nedeniyle ambalaj yetersizliğinin bulunduğunu, ... m. 1182/1-g uyarınca hasardan taşıyanın mesul olmadığını savunarak, davanın reddini, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; MÖHUK.un 6 gereğince uygulama alanı bulan genel işlem koşullarına ait hükümler gereğince somut olayda yetki itirazına dayanak yapılan konişmento kaydının geçerli olmadığı, müzakere edilmemiş yetki şartını içeren genel işlem şartı niteliğindeki yetki şartının geçerli kabul edilmediği, taşımaya konu konteynırların ısı muhafazasının korunmadığı, geminin alonju sayılan konteynırın eTTK m.1019" a göre geminin elverişsizliğine yol açtığı, buna göre taşıyanın eTTK m.1112" ye göre yükün varma yerindeki değeri olan navlun ve sigorta dahil 21.236,60 Euro"dan sorumlu olduğu, bu miktarın icra takibinde belirtilen 23.126,00 Euro asıl alacaktaki fatura miktarının altında kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, icra takibine itirazının kısmen iptali ile takibin 21.236,60 Euro ve 680,71 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.917,31 Euro üzerinden devamına, takipteki asıl alacak olan 21.236,60 EURO üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca Euro cinsi üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin kısmın reddine, alacak likit olup itiraz haksız olmakla 21.917,31 Euro"nun takip tarihi itibariyle karşılığı olan 55.374,08 TL nin %20 si olan 11.074,82 TL" nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminatın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece Dairemiz bozma ilamı öncesinde verilen ilk kararda ... A.Ş. aleyhine takip yapıldığı, ancak davanın ...’a izafeten ...A.Ş. aleyhine açıldığı, takip dosyasındaki borçlu ile davalının farklı olduğu gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, Dairemizce, davacı tarafın icrada “Maersk Line”a izafeten takipte bulunduklarını, ödeme emrinden çıktı alınırken “Mae“ kısmının sehven silindiğini, sadece “Rsk” ibaresinin kaldığını, uyap sistemi üzerinde davalının hangi şirketin acentesi olduğunun gözüktüğünü ileri sürdüğü, konşimentoda da “...Trading” şirketinin ticari adının “Maersk Line” olduğunun belirtildiği, mahkemece davacının anılan iddiası üzerinde durularak, icra takibinde husumetin kime yöneltildiğinin belirlenmesi, neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği ifade edilerek mahkeme hükmü bozulmuştur. İtirazın iptali davasında taraf sıfatı icra takibindeki borçluya aittir ve usulüne uygun icra takibinin bulunması dava şartıdır. 6100 sayılı HMK’nın 117/2 maddesi gereğince ilk itirazlar dava şartlarından sonra inceleneceğinden ilk karardaki dava şartlarına ilişkin hususun incelemesinin yapılmış olması sebebiyle temyize konu mahkemece verilen ikinci kararda yer alan yetki itirazı hakkında inceleme yapılması gerekmektedir. Davalı, dava konusu taşımaya ilişkin konşimentoda “İşbu konişmento İngiliz Yasalarına tabi olarak yorumlanıp buradan kaynaklanan tüm anlaşmazlıklar başka bir ülke mahkemesinin kaza dairesi hariç tutularak Londra"da İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin kaza yetkisine tabi olacaktır.” şeklinde hüküm bulunduğunu ifade ederek yetki şartı gereğince davaya bakmaya yetkili mahkemenin Londra’da bulunan İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi olduğunu, bu suretle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece konşimentoda bulunan yetki kaydının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 20-25 maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarına aykırı olduğu gerekçesi ile davalının yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir. Ancak, MÖHUK’un 47. maddesi gereğince yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Davacı sigorta şirketi, mal satıcısının halefi sıfatıyla bu davayı açmış olup, sigortalı ile davalı taşıyan arasındaki hukuki ilişkiyi belirleyen konşimentodaki hükümler ile bağlı olmaktadır. Kaldı ki; söz konusu konşimentonun mülga 818 sayılı Yasa"nın yürürlükte olduğu tarihte düzenlendiği ve keza taşımanın da o dönemde yapıldığı taraflar arasında çekişmesizdir. Bu durumda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 25. maddesinin uyuşmazlıkta uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, tarafları bağlayan ve uyuşmazlığın çözümünde kullanılacak olan konşimentodaki yetki şartı geçerli olup, mahkemece yazılı gerekçe ile yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.