Davacı E.. B.. vekili Avukat K.. Ş..tarafından, davalılar F.. C.. vdl aleyhine 04/05/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, rücuan tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Hazine tarafından Y.. Köyü tüzel kişiliğine aleyhine açılan alacak davasında, köy tüzel kişiliği ve Telsim A.Ş. arasında yapılan sözleşme ile kiraya verilen arazinin Maliye Hazinesine ait olduğu ve haksız kiralama nedeniyle Telsim A.Ş. tarafından ödenen kira bedellerinin tazminine karar verildiğini, ancak Y.. Köyü tüzel kişiliğinin kaldırılarak mahalleye çevrilmesi nedeniyle takibin kendi aleyhlerine yapıldığını belirterek, ödenen tazminatın sorumluluğu bulanan muhtar ve ihtiyar meclisi azalarından rücuan tazminini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Belediyenin rücuan tazminat iddiasını 442 sayılı Köy Kanununa dayandırdığı, davalılarca Telsim A.Ş. tarafından ödenen kira bedellerinin akıbetine ilişkin herhangi bir delil ibraz edilemediğinden, kira bedellerinin davalıların uhdesinde bulunduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu edilen olayda; Y.. Köyü muhtarı ve ihtiyar meclisi azaları olarak kamu görevi yapan davalıların, dava dışı Hazine"ye karşı görevleri sırasında haksız fiil suçunu işledikleri gerekçesi ile ödenen tazminatın rücuan tazmini talep edilmiş, davalı memurların görevleri sırasında ve görevleri nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu tutulmaları istenmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Mahkemece husumet yokluğundan red kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.