3. Hukuk Dairesi 2016/21314 E. , 2018/8721 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulü, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl davada davalı ve birleşen davada davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada; davacı, şirketlerinde şoför olarak çalışan ..... idaresindeki davalı ..."ye ait ...... plakalı araçla kaza yaptığını, aracın .....arafından yetkili servisine 10.477,50 TL" ye tamir ettirildiğini, bu bedelin hak ediş alacaklarından kesinti yapmak suretiyle davalı ... tarafından tahsil edildiğini, aracın sürücüsü olan....aleyhine.... Mahkemesi"nin 2010/59 esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açtıklarını, sözü edilen dosyada alınan bilirkişi raporunda, sürücünün %25, davacı .... ile davalı ..."nin %37,50"şer oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu haliyle kendilerinden 4.366,43 TL fazla tahsilat yapıldığını, bu miktar kadar..... kendileri aleyhine sebepsiz zenginleştiğini ileri sürmüş, birleşen davada ise; dava konusu aracın .....kullanımında olması sebebi ile ..... ile beraber........da sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen 4.366,43-TL"nin ödeme tarihi olan 31/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte asıl ve birleşen dava davalılarından tahsilini istemiştir.
./..
-2-
Asıl davada; davalı, zamanaşımı def’inde bulunarak, aracın imzalanan protokol kapsamında......geçici süre ile çalıştırılmak üzere verildiğini, kurumun yol stabilize etme sorumluluğunun bulunmadığını, şoförün kusurlu olması nedeniyle hasar bedelinin davacı ile aralarındaki hizmet alımı sözleşmesi genel şartnamesinin 19. maddesi gereğince tahsilinde hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Birleşen davada; davalı, yargı yolu itirazında bulunmuş, davanın zamanaşımına uğradığını, sigorta kapsamı dışında kalan ve yüklenici firma elemanlarının kusurundan kaynaklanan hasar bedellerini yüklenicinin karşılaması gerektiğini, hasarlanan aracın ...... ile yapılan protokol gereği geçici süreliğine alındığını, ancak ...... envanterinde kayıtlı olduğunu, bu durumun yüklenicinin sorumluluğunu kaldırmadığını, zarardan sorumlu olmadıklarını savunarak, davanın usul ve esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece; asıl davanın husumet yokluğundan reddine; birleşen davanın ise davalı ... aleyhine açılan davanın hizmet kusuruna dayalı olup, idari yargının görevli olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hükmün asıl ve birleşen dava davacısı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 15.09.2015 tarih, 2015/8963 E., 2012/25344 K. sayılı ilamıyla “...Asıl dava, davacının araç sürücüsü olan.........Mahkemesi"nde 2010/59 Esaslı açtığı rücuen tazminat davası sonucunda alınan bilirkişi raporunda ve ek raporda ..."ne %37,50 oranında kusur izafe edilerek 3.666,63 TL"lik zarardan sorumlu olduğunun belirtildiği gözetildiğinde, asıl dava yönünden hak edişten fazla kesinti yapılarak sebepsiz zenginleşme iddiası olması ve kesintiyi de ..... yapmış olması nedeniyle işin esasına girilmesi gerekirken, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı; birleşen davada ise; dava konusu olayın meydana geldiği yolun kamu hizmetine tahsisli bir yol olmayıp şantiye yolu olduğu bu çerçevede, kamu hizmeti söz konusu olmadığından ve davalının bu yolun bakım, onarım ve gözetiminden kamu yasaları gereği bir sorumluluğu olmadığından hizmet kusurundan söz edilemeyeceği ve buna göre değerlendirme yapılması gerekirken, davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesinin doğru görülmediği” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; asıl davanın kabulü ile; 4.366,43 TL"nin 31/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı ..."den tahsiline, birleşen davanın ise, reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde asıl davada davalı, birleşen davada davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava; maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı şirket hak edişlerinden haksız olarak kesilen zarar bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı ...’den tahsili istemine, birleşen dava ise; ...... yapılan ödemenin sorumluluğu oranında davalı ... Başkanlığı"ndan tahsili istemine ilişkindir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
......
2918 Sayılı ......... maddesi gereğince; “...bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni bu zarardan sorumlu olur.” Bu hükme göre, sorumluluk, motorlu taşıt aracının işletilmesine bağlanmıştır. İşletilme halindeki bir motorlu aracın neden olduğu zararlardan dolayı işletenin sorumluluğu tehlike sorumluluğu olup kusurunun bulunup bulunmaması sorumluluğunu etkilemez. Bu itibarla işleten, hiç bir kusuru bulunmasa bile, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararları tazmin etmek zorundadır.
Bunun yanında yine aynı yasanın “Devlete ve Kamu Kuruluşlarına Ait Araçlar” başlıklı 106. maddesi gereğince “genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır...” Buna göre kamu tüzel kişilerinin de sorumluluğu işleten sıfatıyla sorumluluk kapsamındaki hükümlere göre belirlenecektir.
İşleten tanımı ise yine aynı yasanın 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır.
Somut olayda; hasara uğrayan aracın ..... arasında düzenlenen 27.08.2007 tarihli protokolle fiilen davalı ... nezdinde kullanıldığı bu nedenle davalı ...’nin aracın işleteni sıfatını haiz olduğu açıktır.
Bu itibarla; davalı ... Başkanlığı’nın işleten sıfatı nedeniyle tek taraflı trafik kazasında uğranılan maddi hasardan sorumlu olduğu gözetilerek, aleyhindeki davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenler ile asıl davada davalı tarafın tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/09/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
..