16. Ceza Dairesi 2017/4085 E. , 2018/592 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Devletin birliğini ülke bütünlüğünü bozma, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması
Hüküm : 1-TCK’nın 302/1, 31/3, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi,
2-TCK’nın 174/1-2, 31/3, 52/2-4. maddeleri uyarıncakurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında devletin birliğini ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, suça sürüklenen çocuğun üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan, silahlı terör örgütünün stratejisi doğrultusunda Nusaybin ilçe merkezinde hendek kazıp patlayıcı yerleştirme, güvenlik güçlerinin ve halkın giriş çıkışını engellemek amacıyla silahlı nöbet tutma, güvenlik güçlerine karşı gerçekleştirilen silahlı çatışmalara bizzat katılmamakla birlikte lojistik destek sağlamak şeklindeki eylemlerin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçunun sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü ve yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, re’sen de temyize tabi olan hükmün ONANMASINA,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğun ikrarı, yakalama tutanağı, başka dosya sanıklarının anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre, PKK/KCK terör örgütünün sözde öz yönetim ilan etmesi üzerine suça sürüklenen çocuğun ailesiyle birlikte yaşadığı Derik ilçesinden ayrılarak öz savunma yapılacağı söylenen Nusaybin ilçesine gittiği, burada 2,5 ay kadar örgüt üyeleriyle birlikte hendek ve tünel kazıp barikat yapımında çalıştığı, bir patlama sonucu elinden yaralandığı ve daha sonra da 24 kişi ile birlikte teslim olduğu, Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 16-05769 sayılı uzmanlık raporuna göre; suça sürüklenen çocuğun alınan el svaplarında atış artığı olan antimon (sb) elementinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; TCK"nın 174. maddesinde düzenlenen tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçunun meydana gelebilmesi için anılan maddede sayılan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesinin yeterli kabul edildiği, bu kapsamda suça sürüklenen çocuğun elindeki antimon (sb) elementinin ateşli silah artığı olduğunun bilinmesi karşısında el yapımı patlayıcılarda da bulunup bulunmadığı hususunda kriminalden, suça sürüklenen çocuğun elindeki yaranın ateşli silah yaralanması olup olmadığı hususunda ise Adli Tıp uzmanından bilirkişi raporu aldırılması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma gerekçesi nazara alınarak suça sürüklenen çocuğun tutukluluk halinin devamına, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.