3. Hukuk Dairesi 2016/22016 E. , 2018/8710 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı arsa sahibi ..... ile davalı yüklenici ... arasında 17.12.1997 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin sözleşmeye göre kendi payına düşen bağımsız bölümlerden bir kısmını başka kişilere sattığı ve dava konusu bağımsız bölümün 410/1110 hissesini 30.04.1998 tarihli resmi senet ile kendisine satış bedelini tamamen alarak sattığını, aradan 10 yılı aşkın süre geçtikten sonra arsa sahibi....... kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye dönük feshi için açmış olduğu davanın kabul edildiğini, böylece yüklenici olan ..."dan satın aldığı dairenin tapusunun iptal edilmiş olduğunu, ödediği paraların tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın yerinde olmadığını, yapılan binanın kaçak olmadığını, ruhsatın kendi adına kayıtlı olmadığını, davacının durumları bilerek satın aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılan davada; davanın kabulü ile, davalının..... Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın % 20 "den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kanun"un 87. maddesi uyarınca, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
./..
-2-
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; taraflar arasında akdedilen 30.04.1998 tarihli Resmi Senet ile davalı yüklenicinin inşaa ettiği binanın bir bağımsız bölümüne isabet eden arsa payını davacıya sattığı söz konu bağımsız bölümün mesken niteliğinde olduğu, 6502 sayılı yasada tanımlandığı şekilde davalı/yüklenicinin satıcı, davacı/alıcının tüketici olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.
Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa davanın tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, anılan kanun hükmüne aykırı şekilde genel mahkeme tarafından hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2)Bozma nedenlerine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
.....