10. Hukuk Dairesi 2017/2836 E. , 2019/6659 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Davacı, davalı Kurum borçlusu ... Mağaza İşletmeleri Tic. San. A.Ş. “100492” sicil numaralı işyerine ait borç nedeniyle kendisine tebliğ edilen 2016/13542, 2016/13543, 2016/13544 sayılı ödeme emirlerinin iptalini istemesi talebiyle açılan davanın yargılaması sonucu, Kırşehir 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne, davacı aleyhine başlatılan 2016/13542, 2016/13543, 2016/13544 sayılı takiplerin ayrı ayrı iptallerine dair verilen hükme karşı davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Kırşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 21.11.2016 tarih, 2016/683 E., 2016/672 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacı aleyhine başlatılan 2016/13542, 2016/13543, 2016/13544 sayılı takiplerin, 2016/mart, nisan, mayıs dönemleri yönünden ayrı ayrı iptallerine; 2016/şubat dönemi yönünden davanın reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekilince istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı aleyhine 2016/13542 - 2016/13543 - 2016/13544 sayılı dosyaları ile başlatılan takiplerin iptaline karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; 6183 Sayılı Kanunun Mükerrer 35. maddesi uyarınca davanın reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARAR
İlk derece Mahkemesi tarafından, DAVANIN KABULÜ ile, Kırşehir SGK İl Müdürlüğü tarafından davacı aleyhine başlatılan 2016/13542, 2016/13543, 2016/13544 sayılı takiplerin ayrı ayrı iptallerine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim borçlarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının tahsil usulü hakkında Kanun"un 51., 102. ve 106. maddeleri hariç kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayanlardan tahsilinin yapılabileceği gerekçeleri ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
B-BAM KARARI
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.3 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE,
Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ (İş Mahkemesi Sıfatıyla)"nin 21/11/2016 tarih, 2016/683 E., 2016/672 K. sayılı kararının kaldırılmasına, Davanın kısmen kabulü ile, Kırşehir SGK İl Müdürlüğü tarafından davacı aleyhine başlatılan, 2016/13542, 2016/13543, 2016/13544 sayılı takiplerin; a-) 2016 yılı Mart, Nisan ve Mayıs dönemleri yönünden ayrı ayrı iptallerine, b-) 2016 yılı Şubat dönemi yönünden davanın reddine, karar verilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanun"un 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanun"un 80. ve 5510 sayılı Kanun"un 88. maddesinde düzenlenmiştir.
5510 sayılı Kanun"un 88. maddesi "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmüne düzenlenmiş ise de bu sorumluluk, “haklı sebep olmaksızın” ödememe hali ile sınırlandırılmıştır.
Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken; diğer Kanunlardaki düzenlemelerden yararlanılmalı ve bilhassa Sosyal Güvenlik ilkeleri göz önünde tutulmalıdır.
İflasın ertelenmesi, İcra ve İflas Kanunun 179’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, “borca batık durumda olan (aktifi pasifini karşılamayan) bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında, Ticaret Mahkemesi’nce iflas kararı verilmeyerek önerilen iyileştirme projesi çerçevesinde borca batık durumdan kurtulmalarını sağlayan ve iflaslarını önleyen bir kurum”dur. Anılan Kanunun 179/b, I maddesi uyarınca, erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Bu sonuç kanundan doğduğundan, mahkemenin kararında ayrıca belirtmesine gerek olmadan ve ilan edilmese dahi gerçekleşir.
Bu bağlamda; İcra ve İflas Kanunu’nun 179’uncu maddesi uyarınca iflasının ertelenmesine karar verilen ve malvarlığının korunması için gerekli tedbirler alınan şirketten, anılan Kanun’un 179/b maddesindeki “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanun"a göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz...” düzenlemesi uyarınca primler tahsil edilemeyecektir. Söz konusu tahsil imkânsızlığı, yönetim kurulu üyesinin kusurundan değil, doğrudan Kanundan doğduğundan, yönetim kurulu üyesi yönünden 5510 sayılı Kanun’un 88’inci maddesinde yer alan “haklı sebep” kavramı kapsamında kabul edilecektir. Ancak, iflasın ertelenmesi hükmünden öncesine ilişkin prim borçları yönünden, borcun ait olduğu ayı takip eden ay sonu itibariyle tahakkuk ve tediye sorumluluğu gerçekleştiğinden, sonradan şirket yönünden verilen iflasın ertelenmesi kararı üst düzey yöneticinin müteselsil sorumluluğunu etkilemeyecek ve haklı neden oluşturmayacaktır.
Diğer taraftan iflasın açılması hususu İcra İflas Kanunu 193. maddede düzenlenmiş olup, buna göre, iflasın açılması ile duracak takipler;
1)İlamlı (m.32) ve ilamsız (m.58 ve devamı) haciz yolu ile takipler.
2)Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip (m.167 ve devamı).
3)Genel iflas (m.155 ve devamı) ve kambiyo senetlerine mahsus iflas (m.167,171 v.d.) yoluyla takip.
4)Teminat gösterilmesine ilişkin takipler.
5)Amme alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun"a göre tahsil dairelerince yapılan takiplerdir (Prf. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, cilt. 3, sahife 2885 ve devamı). O halde tahsil imkansızlığı, iflas ertelemeye göre daha ağır sonuçlar doğuran iflasın açılması durumunda da davacı yönetim kurulu üyesi hakkında “haklı sebep” kavramı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; eldeki davada, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/414 E. sayılı dosyası ile 08.04.2016 tarihinde borçlarından dolayı davacıyatakip yapılan şirket hakkında davacı şirket hakkında 6813 sayılı Kanun"a göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere açılmış veya açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve İcra İflas Kanun"un 206/1 sırada yer alan alacaklar için ihtiyati tedbir uygulanmamasına, bunlar dışında kalan alacaklar için davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine" karar verildiği anlaşılmakla; iflasın ertelenmesi kararından önce tahakkuk eden 2016/2. ve 3. dönem borçları yönünden davacının sorumlu olduğu; 2016/4. ve 5. dönemden ise davacının sorumlu olmadığı görülmüştür. Bölge Adliye Mahkemesi’nce 2016/3.dönem yönünden davacının sorumlu olmadığına ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 370/2. maddesi gereğince, söz konusu karar düzeltilerek onanmalıdır.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen hüküm düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hükmünün 2-a ve 2-b nolu bendi silinerek; yerine” 2-a) 2016 yılı nisan ve mayıs dönemleri yönünden ayrı ayrı iptallerine, 2-b) 2016 yılı şubat ve mart dönemi yönünden davanın reddine “cümlesinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 25.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.