Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1517
Karar No: 2019/6652
Karar Tarihi: 25.09.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1517 Esas 2019/6652 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/1517 E.  ,  2019/6652 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle; ”davanın kabulü ile; 9.197,90 TL"nin gelirler yönünden onay, masraflar yönünden sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline; davalılar ..., ..., ..., ..., ... hakkında açılan davanın husumetten reddine” dair verilen karara karşı, davacı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Dava, dava dışı sigortalının 26.11.2003 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası sonucu uğranılan Kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.
    II- CEVAP:
    Davalılar, davanın oluşumunda kurul üyelerinin bir kusuru olmadığı savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davalı işveren kooperatif ile taşeron olduğu iddia edilen dava dışı Adem Kanlıada"nın kusuru toplam %75 olarak belirlenmek suretiyle davalı Kooperatif yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davacı Kurum vekili tarafından, ihya edildiği halde kooperatifin ticaret siciline başvurularak yeniden kaydı sağlanmadığından davanın muhatabı bulunmadığından bahisle kararın kaldırılarak tüm davalılar yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
    B- BAM KARARI
    Davalı işveren Kooperatifin dava tarihinden önce tasfiyesinin tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle yeniden ihyasına ilişkin olarak davacı Kuruma verilen yetkiye istinaden, tasfiye kurulu memurları ile ticaret siciline husumet yöneltilmek suretiyle, açılan dava sonucunda; Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.04.2012 gün 546 / 213 sayılı Kararı ile davanın ilk tasfiye kurulu yönünden reddine, son tasfiye kurulu ve ticaret sicili yönünden kabulü ile davalı ... ... Konut Yapı Kooperatifinin yeniden ihyasına karar verildiği, UYAP sorgusunda 12.04.2013 tarihinde kararın kesinleştiği, söz konusu davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. İhya kararı kurucu nitelikte olup, zaten ticaret sicil müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken davada ticaret siciline işlenmesi tümüyle idari işlem niteliğindedir. Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin anılan kararının kesinleşmesi karşısında tasfiye halindeki davalı işveren kooperatifin tüzel kişiliği haiz olduğunun kabulü gerekeceği gerekçesi ile; davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353"üncü maddesinin 1"inci fıkrasının b bendinin 1"inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Kurum vekili tarafından; istinaf sebepleri ile aynı hususlar belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
    Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
    Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231).
    Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s.288).
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile ilgili şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir.
    Eldeki davada; işveren kooperatifin dava tarihinden önce tasfiyesinin tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle yeniden ihyasına ilişkin olarak davacı kuruma verilen yetkiye istinaden, tasfiye kurulu memurları ile ticaret siciline husumet yöneltilmek suretiyle, açılan dava sonucunda; Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.04.2012 gün 546 / 213 sayılı Kararı ile davanın ilk tasfiye kurulu yönünden reddine, son tasfiye kurulu ve ticaret sicili yönünden kabulü ile davalı ... ... Konut Yapı Kooperatifinin yeniden ihyasına karar verildiği, 12.04.2013 tarihinde kararın kesinleştiği, ancak incelenen kararda ihya kararı verilen şirketin tasfiye memurluğuna atananların saptanamadığı anlaşılmakla; tasfiye memurları ticaret sicilinden sorgulanarak varsa tasfiye memurlarına, yoksa tasfiye memuru tespiti için davacı kuruma süre verilip keyfiyet yerine getirildikten sonra; kooperatiifi temsilen tasfiye memurlarına tebligatlar yapılıp, taraf teşkili sağlanılarak yargılama yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular gözönünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin, BOZULMASINA, kararın bir örneğinin BAM"a, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 25.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi