MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ


Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vasisi asıl ve birleştirilen davalarında, kısıtlı... .... .sı ..."nin hukuki ehliyetinin bulunmadığı bir sırada kardeşinin eşi olan davalı ...’a verdiği vekaletname ile 546, 549, 590, 594, 608, 609, 912 ve 1041 parsel sayılı taşınmazlarının dava dışı kardeşi ... .... .’ın oğlu olan davalı ...’ye, 293 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölüm ile 2 parsel sayılı taşınmazdaki payının ... .... .sının kardeşi olan davalı ...’a satış yolu ile temlik edildiğini, davalıların kısıtlı... .... .sının yıllardır hasta olduğunu ve hukuki olarak kendisini temsil etmesinin mümkün olmadığını bildikleri halde söz konusu işlemleri gerçekleştirdiklerini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların bedellerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazları vekil İsmail"den devraldıklarını ve bedelini de İsmail"e ödediklerini, iyi niyetli olduklarını, ..."nin vekaletname verdiği tarihte hukuki ehliyetinin bulunduğunu, kendilerinin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ..." nin ... Kurumu raporu ile akit tarihleri itibariyle fiil ehliyetini haiz olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davalarda tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulüne karar verilmiş, davalıların istinaf talebi üzerine, ... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince asıl davada davaya konu taşınmazların her birinde mirasbırakanın 4/20 pay maliki olduğu gözetilerek iptale konu payın 4/20 pay ile sınırlı tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 18/20 payın iptal ve tescili yönünde karar verilmiş olmasında isabet bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı HMK"nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden düzeltilmiş şekliyle kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.


-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı olduğu şekilde asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ne var ki, asıl davada çekişme konusu taşınmazlardan 609 parselde davacı ...’in 4/40 payının davalı ..."ye temlik edildiği halde, bu parsel yönünden de 4/20 pay üzerinden hüküm kurulması doğru değil ise de; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 3. fıkrasının A-b bendinin hüküm yerinden tamamen çıkarılarak yerine; " ... .... . İli, ... .... .... . Köyü 546, 546, 590, 594, 608, 912, ve 1041 parsel sayılı taşınmazlardan ... .... . oğlu ..."ye ait 4/20"şer payın, 609 parsel sayılı taşınmazda ... .... . oğlu ..."ye ait 4/40 payın iptali ile İzzet oğlu ... mirasçıları adına, ... .... . 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07/06/2013 tarihli, 2013/392 Esas, 2013/475 Karar sayılı mirasçılık belgesinde belirlenen miras payları oranında tesciline,” cümlesinin yazılmasına, davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin 370/2 maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.