Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, mükerrerlik itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu"nun 114. (6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 133.) maddesinde; "Mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunmak veya yeni bir alacak senedi veya yeni bir kefaletname imza etmek tecdidi tazammun etmez. Bununla beraber, bu hükmün aksine dair addolunan mukaveleler muteberdir" düzenlemesine yer verilmiştir. Yenileme, yeni bir borcun ihdası suretiyle eski borcun ıskatı anlamına gelir. Yeni alacağın eskisi yerine kaim olması, önemli iki sonuç doğurur. Birisi, eski alacağı sakatlayan fesat sebeplerinin ve iş bu alacağa karşı ileri sürülebilen def"ilerin yeni alacağa tesir etmemesi, diğeri de eski alacağa ilişkin teminatların eski alacakla birlikte sakıt olmasıdır. Borçlar Kanunu"nun 114/2. (6098 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 133/2) maddesinde yer alan karineye göre, yenileme iddiasında olan kimse, tarafların bu husustaki anlaşmasını ispat ile mükelleftir. Kural olarak, açık bir anlaşma olmaksızın, kambiyo senedine bağlı bir borcun süresinin salt yeni bir senet düzenlenerek uzatılması yenileme anlamına gelmez. Ne var ki, eski kambiyo senedinin iadesi karşılığında daha uzun süreli yeni bir kambiyo senedi verilmesi yönünde anlaşma, yenileme mahiyetindedir (HGK.nun 30/03/2005 gün 2005/12-188 E.-2005/204 K.). Bu açıklamalar ışığında, sonuç olarak, alacaklının eski senedi iadesi veya iade iradesini ortaya koyması ya da eski borç için ödeme makbuzu düzenlemesinin zımni yenileme olarak kabulü gerekecektir.
Somut olayda, alacaklı tarafından 140.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Mersin 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/8912 E.sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış, ödeme emri borçluya 19/08/2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Taraflar anılan takibe konu 140.000,00 TL bono ile ilgili olarak 27/08/2010 tarihli sulh sözleşmesi yaparak borcun 80.000,00 TL olarak ödenmesi konusunda anlaşmış, 10.000,00 TL elden nakit olarak ödendikten sonra kalan 70.000,00 TL için borçlulardan dört adet çek alınmıştır. Sulh sözleşmesinin üçüncü maddesinde, takip konusu bononun icra dosyasından alınarak takip borçlularından Emin Çaparoğlu"na teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Sulh sözleşmesi kapsamında alınan çekler ödenmediğinden bahisle alacaklı tarafından takip başlatılmıştır. Bu takiplerden biri de, itiraza konu Mersin 3.İcra Müdürlüğü"nün 2012/86 E. sayılı dosyasıdır
Her ne kadar sulh sözleşmesi yapılmış ve çekler verilmiş ise de, 2010/8912 E.sayılı dosyasından feragat edilmediğinden alacaklı bu dosya üzerinden de takibe devam edebilir. Ne var ki, alacaklı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan 13/09/2010 tarihli “teslim belgesi ve feragat, taahhütname”başlıklı belgede, sulh sözleşmesine atıf yapılarak Mersin 2.İcra Müdürlüğünün 2010/8912 E.sayılı takip dosyasına konu 16/06/2008 tanzim tarihli, 16/06/2010 vadeli 140.000,00 TL senedin sulh sözleşmesine uygun olarak alacaklı tarafından borçlulara teslim edildiği görülmektedir. Yine aynı belgede, senet bedelinin ödenmediği, iade ve teslim yerine çek ve senet verilmesi sebebi ile iade edilerek borçlular tarafından iptal edildiği de belirtilmiştir. Bu durumda, 2010/8912 E.sayılı dosya dayanağı bononun iadesinin yukarıda da açıklandığı üzere yenileme olarak kabulü gerekir ve senet iade edildiğinden alacaklının önceki takibe devam etmesi de mümkün değildir.
O halde mahkemece, taraflar arasında sulh sözleşmesi ve 13/09/2010 tarihli belge birlikte değerlendirilerek borcun yenilendiğinin kabulü ile mükerrerlik itirazının reddi gerekirken yazılı gerekçe ile yeni takibin mükerrer olduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.