12. Ceza Dairesi 2019/784 E. , 2019/7569 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması eylemli uyma niteliğinde olup, bozma ilamında gösterilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup;
Bozma ilamına eylemli uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
23/03/2010 tarihinde Özel Bağcılar Hospital da 35-36 haftada prematüre olarak normal spontan doğan, ... bebeğin solunum sıkıntısı nedeniyle yenidoğan yoğun bakım bölümüne çocuk doktoru sanık ... ... tarafından yatırıldığı, nazal CPAP ile solunum desteğinin sağlandığı, gece nöbetçi doktor tarafından mekanik ventilatöre bağlandığı, 24/03/2011 günü sabah Uz.Dr. ..."ın hastayı devir aldığı, Fentanil, Midazolam ve Dopamin başladığı, akciğer grafileri ile takip ettiği, Surfaktan tedavisine gerek görmediği, 24/03/2010 akşamı nöbetçi doktora hastayı devir ettiği, saat 04:00 sıralarında bebeğin oksijen düzeyinin azaldığı, akciğer grafısinde sağda atelektazi saptandığı, ikinci kez çekilen grafıde solda pnömotoraks, sol akciğerde kollaps saptandığı, 06:30"da hastanın genel durumunun kötüleştiği ve saat 07:15"te öldüğü olayda;
Adli Tıp 3. Üst Kurulunun 05.04.2018 tarihli raporunun sonuç kısmında; bebeğin ölümünün, pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. ...’ın bebeği 23.03.2010 tarihinde Prematürite ve RDS tanısıyla Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine yatırdığı, PM + RDS olduğu bilinen bebeğe Surfaktan uygulanmasının endikasyonu bulunduğu halde bunu yapmadığından Dr. ...’ın bu eyleminde eksiklik olduğu ancak; otopsideki histopatolojik bulgulara göre bu eksik eylemin, pnömotoraks gelişimi ve ölüm olayı ile illiyet bağının bulunmadığı, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde mekanik ventilatörde izlenmesi gereken, 3. basamak yoğun bakım hastası RDS ve PM tanılı bebeği, 24 saat Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı doktorun bulunduğu bir merkeze sevk etmeyerek sürekli uzman hekimi bulunmayan hastanede yatıran Dr. ...’ın bu eylemi nedeniyle kusurlu olduğu, sanığın surfaktan tedavisi yapmaması şeklindeki eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağı bulunmadığı tespitleri karşısında; sanığın taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "sanığın güttüğü amaç ve saik" gerekçelerine dayanılmayacağının gözetilmemesi,
2- Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-25.03.2010 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 25.03.2011 olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 20.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.