4. Hukuk Dairesi 2021/2790 E. , 2021/2231 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen itirazın reddi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 28.06.2014 tarihinde davalıya sigortalı 79 AB 533 plakalı motosiklette yolcu olan davacının yaralandığı trafik kazasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile talebini 85.846,06 TL"ye (sürekli-83.175,97 TL Geçici:2.670,09 TL) yükseltmiştir.
Davalı vekili, talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kısmen kabulü ile 66.540,77 TL sürekli iş göremezlik ile 2.136,07 TL geçici iş göremezlik tazminatının 19.03.2097 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiş, itiraz hakem heyetinin itirazın reddi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz isteklerinin reddi gerekmiştir.
2-Başvuru, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiilin tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi-Adli Tıp ABD 20.02.2019 tarihinde aldırılan ve karara esas alınan raporda, başvurucunun meydana gelen kaza sebebi ile 30.08.2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemler Yönetmeliği ve 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki oranlar hükümlerine göre maluliyet oranının %9.2 oranında malul kaldığı bildirilmiştir. Anılan rapora karşı davalı tarafça, davacının muayene edilmeden rapor düzenlenmesinin hatalı olduğu, tespit edilen arazın kaza ile arasında illiyet bağının olup olmadığının araştırılması gerektiği ve diğer yönlerden itiraz edilmiştir.
Kaza tarihinin 28.06.2014 olduğu dikkate alındığında, kaza tarihinde yürürlükte olan 01.06.2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği esas alınarak rapor düzenlenmesi ve anılan raporun karara esas alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmektedir.
Bu nedenle hakem heyetince yapılacak iş, davacıda oluşan maluliyet oranının tespitine yönelik olarak, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun ve temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere itiraz hakem heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı ... şirketi, davacının yaralandığı kazaya karışan aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigorta şirketine yapılmış bir başvurunun bulunmadığı durumda ise, davanın açılmasıyla temerrüde düşen sigortacının dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulması gerekir.
Somut olayda; davacının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak için, davalıya 19/03/2019 tarihli dilekçe ile başvuru yaptığı ve 25/03/2019 tarihinde hakem heyetine başvuru yaptığı görülmektedir. Bu durumda davacının hakem heyetine başvuru tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması gerekirken 19.03.2019 tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
4-21.12.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan AAÜT’nin Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret madde 17"ye göre “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmüne göre Sigorta Tahkim Komisyonuna intikal eden hakem dosyalarında taraflar bakımından uygulanacak vekalet ücreti tarifesi belirlenmiştir. Ayrıca 19.01.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 29598 sayılı Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6/son maddesine göre, takdir edilmesi gereken vekalet ücreti AAÜT’ye göre Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"idir.
Somut olayda Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nce, AAÜT uyarınca hesaplanan nispi vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davalı vekilinin karara itiraz etmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkelere göre davacı yararına hükmedilmesi gereken vekalet ücreti AAÜT’ne göre Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.