MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yaralama (Yağmadan dönüşen)
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, Yargıtay 17. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Olay günü gece saat: 23.30 sıralarında, ... Meydanı civarınında seyyar olarak kokoreççiilik yapan katılanın yanına, sanık ile temyizin konusu olmayan diğer sanık ..."ın gelerek kokoreç almak istediklerini belirttiği, katılanın, sanıklara kokorecin bedelini almadan birer tane kokoreç yaparak verdiği, sanık ..."ın kokorecini yediği, diğer sanık ..."un ise yarısını tüketip geri kalan kısmının paket yapılmasını istediği, katılanın paketleme işlemini tamamladıktan sonra sanık ..."un paketi açarak kokorecin iyi pişmemiş olduğunu belirtmesi üzerine sanıkların, kokorecin bedelini ödemedikleri halde katılandan 10,00 TL para talep ettikleri, katılanın bu talebe karşı çıktığı, bunun üzerine tezgahın arka tarafında bulunan bıçağı alan sanığın, saldırıda bulunarak katılandan 10,00 TL parayı aldığı ve elindeki bıçak ile katılanı ...Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 03.05.2011 gün 2011/5014 sayılı adli rapora göre yüzde kalıcı iz oluşturacak şekilde yaraladıktan sonra kaçtığı, kolluk kuvvetlerin sanıkların kaçtığı istikamette yaptıkları çalışma neticesinde yakalandıkları, sanık ..."ın üzerinden katılana ait 10,00 TL ile bıçağın ele geçtiği, katılanın aşamalardaki tutarlı beyanlarının, tanıklar ..., ... ve ..."ın ifadeleri, adli muayene raporları ve yakalama tutanağı ile teyit edilmesi karşısında; sanığın, katılana karşı sübut bulan eyleminin “yağma” ve “yüzde sabit iz oluşturacak şekilde neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış kasten yaralama suçunu” ayrı ayrı oluşturduğu dikkate alınmadan sanığın, mağdurdan alacağı olduğu yönünde ispat edemediği ve hukuki dayanaktan yoksun savunmasına üstünlük tanınarak, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Kabule göre de;

a- Sanık hakkında, mahkemece uygulama yapılırken, TCK"nın 150/1. maddesi delaletiyle hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla cebir kullanması nedeniyle kasten yaralama suçundan hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında; yağma suçunun az cezayı gerektiren hali olarak öngörülen bu suçla ilgili haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden; TCK"nın 29/1.maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,

b- Sanık hakkında TCK" nın 29/1. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümleri uyarınca uygulama yapılırken “azaltılarak” ibaresi yerine “ artırılarak” ibaresinin kullanılarak yazım hatası yapılması,

c- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,

d- T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıktan, yargılandığı suç nedeniyle baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretlerinin sanıktan alınmasına karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 11.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.