2. Ceza Dairesi Esas No: 2014/30048 Karar No: 2017/2840 Karar Tarihi: 13.03.2017
Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/30048 Esas 2017/2840 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davasında, sanıkların çaldığı demiryolu malzemelerinin suç tarihinde fiilen kullanılıp kullanılmadığının incelenmediği ve zincirleme suç hükümlerine dikkat edilmediği için verilen hüküm bozuldu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına göre, tamamlanmış suçtan hüküm kurulması, teşebbüs aşamasında kalmış eylem ise suçun nitelikli halini oluşturuyorsa, her bir suç için ayrı ayrı uygulama yapılarak sonucuna göre hangi suç daha ağır cezayı gerektiriyorsa o suç üzerinden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekiyor. Bu nedenle, sanığın günün birinde demiryolundan söktüğü malzemeleri çalarken yakalanmasının ayrı bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Kararda, suçun işlendiği demiryolu malzemelerinin, suç tarihi itibariyle fiilen kamu yararına veya hizmetine tahsis edilmesi halinde 5237 sayılı TCK'nın 142/1-a maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturacağı da vurgulandı. Kanun maddeleri; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-a, 143 ve 35. maddeleri.
2. Ceza Dairesi 2014/30048 E. , 2017/2840 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanıkların çaldığı kabul edilen TCDD’ye ait demiryolu malzemelerinin, suç tarihi itibariyle fiilen kamu yararına veya hizmetine tahsis edilmesi halinde 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilerek, suçun işlendiği demiryolunun ve suça konu malzemelerin suç tarihinde fiilen kullanılıp kullanılmadığı saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 21/05/2013 tarih ve 2012/13-1543 E. ve 2013/257 K. sayılı kararında, suçlardan birinin tamamlanmış diğerinin teşebbüs aşamasında kalması durumunda, şayet suçlar aynı nitelikte ise, örneğin ikisi de suçun basit şekli ise tamamlanmış suçtan hüküm kurulması, tamamlanmış olan eylem suçun basit halini, teşebbüs aşamasında kalmış eylem ise suçun nitelikli halini oluşturuyorsa, bu durumda her bir suç için ayrı ayrı uygulama yapılarak sonucuna göre hangi suç daha ağır cezayı gerektiriyor ise o suç üzerinden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, sonuçta zincirleme suç nedeniyle ceza belirlenirken suçun en ağır cezayı gerektiren hali üzerinden uygulama yapılması ve ayrıca zincirleme suç hükümleri uygulanarak verilecek ceza, teselsülü oluşturan her bir suçun müstakil olarak belirlenen cezalarından az, toplamlarından ise fazla olmaması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, somut olayda kabule göre sanığın gündüzleyin demiryolundan söktüğü malzemeleri çalması şeklinde gerçekleştirdiği eylemin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-a maddesinde; sanığın aynı tarihte gece vakti aynı yerden demiryolu parçası çalarken yakalanmaları şeklinde gerçekleşen ve teşebbüs aşamasında kalan eyleminin ise 5237 sayılı TCK"nın 142/1-a, 143 ve 35. maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu nazara alınarak; yukarıda açıklanan şekilde aynı tarihte gündüz ve geceleyin işlenen suçlardan dolayı ayrı ayrı uygulama yapılarak sonucuna göre daha ağır cezayı gerektiren suç üzerinden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ve zincirleme suç hükümleri uygulanarak verilecek cezanın da teselsülü oluşturan her bir suçun müstakil olarak belirlenen cezalarından az, toplamlarından ise fazla olmaması gerektiği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken Yargıtay denetimine elverişli olmayacak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.