
Esas No: 2013/6970
Karar No: 2014/3706
Karar Tarihi: 05.03.2014
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/6970 Esas 2014/3706 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Aksaray 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2013
NUMARASI : 2010/650-2013/48
Davacı S.. K.. vekili tarafından, davalı İ.. K.. aleyhine 22/06/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 15/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet nedeni ile manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kardeşi davalı tarafından kendisine ait ambarın kapısının kırılarak ambarın içerisinde bulunan 30 ton civarında arpa, 1 adet su motoru ve 200 adet kavak örtü ağacının çalındığı iddiası ile kendisi ve diğer kardeşleri A..K.. tarafından hırsızlık suçlamasıyla şikayetçi olduğunu ve yapılan soruşturma sonucunda hakkında takipsizlik kararı verildiğini, davalının ise anılan eylemi nedeniyle iftira suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek, uğradığı manevi zararın davalıya ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı ise,davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davacının dava konusu olay nedeniyle manen zarara uğradığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalı tarafından davacı ve dava dışı diğer kardeşi hakkında kendisine ait ambarın kapısının kırılarak ambarın içerisinde bulunan 30 ton civarında arpa, 1 adet su motoru ve 200 adet kavak örtü ağacının çalındığı iddiası ile şikayetçi olduğu, bunun sonucunda Aksaray C. Başsavcılığı"nın 2008/5058 soruşturma nolu dosyasında, soyut iddia dışında delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve diğer şüpheli hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği ve Savcılık tarafından davalı hakkında suçun maddi delillerini uydurarak davacı ve diğer şüpheliye iftira ettiği gerekçesiyle cezalandırılması istemiyle ceza davası açıldığı, hakikaten de soruşturma dosyasının incelenmesinde Jandarma tarafından suç mahallinde yapılan araştırmada suç mahallinin tavan ve duvarlarının örümcek ağı ile kaplı olduğu, çok eski zamandan kalmış ve çürümüş arpa kalıntılarının bulunduğu ve içeride çok sayıda kiremit ve kesilmiş ağaç olduğu ve hırsızlık yapıldığına dair herhangi bir iz ve emarenin bulunmadığının tespit edildiği ve Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/1042 Esas ve 2010/414 Karar sayılı dava dosyasında da davalının suçun maddi delillerini uydurarak davacılara hırsızlık suçunu isnad ettiğinden bahisle iftira suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve dava dosyasında dinlenen tanıkların ifadelerinde de ambarın kapısının davacı tarafından kırıldığı esnada olay yerinde bulundukları ve davalının iddia ettiği malzemelerin ambarda bulunmadığını beyan ettikleri anlaşılmakla, davalı her hangi bir malının hırsızlanmadığını bildiği halde suç uydurarak davacıyı zararlandırma ve iftira kastıyla hareket etmiş olup, davacının uğradığı manevi zarardan sorumludur.
Şu durumda yerel mahkemece, açıklanan olgu ve ilkeler gözetilip davalının eyleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılarak, davacı yararına somut olaya uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.