12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/14181 Karar No: 2012/29057
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/14181 Esas 2012/29057 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/14181 E. , 2012/29057 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/03/2012 NUMARASI : 2012/155-2012/376
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı Emine Yaşar Erdoğan tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 09.01.2012 tarihinde borçlulara tebliğ edildiği, borçluların ise 31.01.2012 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek, ödeme emri tebligatı ile yapılan haciz işlemlerinin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasının istedikleri anlaşılmıştır. Borçlu D. T.Ürn.... A.Ş"ne ödeme emri tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapıldığı görülmektedir. Hükmi şahıslar adına ve adı geçenin “ticaret sicilindeki adresine” gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gereken Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedenini araştırması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Somut olayda borçlu D.T. Ürn.... A.Ş"nin ticaret sicilinde kayıtlı adresi ilgili kurumdan sorularak tespit edilmemiştir. Bu durumda D. T. Ü.San.ve Tic.A.Ş.nin usulsüz tebligat şikayeti yönünden ticaret sicil kayıtları getirtilerek incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile adı geçen şirket hakkındaki usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan takibe, tüm borçlular hakkında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 04.01.2012 tarih ve 2012/8 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile İİK.nun 261/1 maddesi gereğince on günlük süre içerisinde başlandığına ve İİK.nun 264/1 maddesi gereğince de yedi günlük sürede takip talebinde bulunulduğuna göre takip dosyası kesinleşinceye kadar alacaklının bu karara dayanarak ihtiyati haciz talep etme hak ve yetkisi vardır. Usulsüz tebliğ nedeni ile öğrenme tarihine göre takip kesinleşmeden önce konulan hacizler de söz konusu karar gereğince ihtiyati haciz olarak geçerlidir. Bu nedenle mahkemece hacizlerin kaldırılması talebinin tüm borçlular yönünden reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Alacaklı E. Y.E."ın temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.