1. Hukuk Dairesi 2020/979 E. , 2021/2279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi ... ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın geldilerinden olan 376 ada 4 ve 5 parsel sayılı dükkan vasıflı taşınmazların birleştirilen davada davacı ..."ye, 376 ada 6 parsel sayılı dükkan vasıflı taşınmazın ise 1/2"şer paylarla asıl davada davacı ... ve asıl ve birleştirilen davada davalı ..."ye ait olduğunu, her üç parselin birleştirilerek üzerine inşaat yapılması, ...ya iki, ...ye bir dükkan verilmesi yönünde davalı ile sözlü anlaşma yaptıklarını, anlaşma uyarınca 376 ada 4, 5 ve 6 parselleri birleştirerek paylarını davalıya bedelsiz devrettiklerini, aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen davalının inşaatı bitiremediğini, bunun üzerine sözlü anlaşmayı 03.09.2008 tarihinde yazılı hale getirdiklerini, ancak halen inşaatın tamamlanmadığı gibi davalının taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, paylarını geri vermeyi kabul etmediğini, üçüncü kişilere satış yapma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek payları oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, iddiaların asılsız olduğunu, davacılardan Mustafa"nın dava ehliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, usuli eksiklikler nedeniyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacı ...’nın yargılama sırasında ölümü nedeniyle mirasçı oğlu ... tereke temsilcisi olarak atanmış, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “ ... Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle çekişmeli taşınmazların üzerine bina yapılıp davacılara dükkan verilmesi koşulu ile davalıya temlik edildiği, bu hususun davalının imzasını taşıyan 03.09.2008 tarihli belge ile sabit olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne değinen yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine. Ancak, dava konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tevhit öncesi olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmaz, davalı tarafından Ermenek Belediyesi’nden satın alınmak suretiyle edinilmiş olup anılan parselde asıl ve birleştirilen davacıların bir hakkı bulunmamaktadır...Eldeki dava kabul edildiğine göre davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki mahkemece bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca, çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tevhit öncesi olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğu gözetilerek tevhit öncesi olan 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara oranlanmak suretiyle hangi miktarın iptal edileceğinin belirlenmesi amacıyla bilirkişiden rapor alınıp bu miktar üzerinden asıl ve birleştirilen davanın davacılarının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken müstakilen davalıya ait olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazın da kabul kapsamına alınması doğru olmadığı gibi kendisini vekil aracılığıyla temsil ettiren davacı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı olan 376 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların 09.12.1991 tarihli kadastro ile birleştirilen davanın davacısı ... adına tescil edildiği, 376 ada 6 parsel sayılı taşınmazın da birleştirilen davanın davacısı ... adına kayıtlı iken 19.11.1993 tarihinde ½ payını davacı ...’ye, ½ payını ise davalı ...’ye satış suretiyle devrettiği, 376 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların 17.11.1995 tarihli tevhit işlemi ile 376 ada 8 parsel sayılı taşınmazı oluşturarak 872/1246 payının davacı ..., 187/1246’şar payın davacı ... ile davalı ... adına tescil edildiği, 376 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 28.05.1999 tarihli ifraz ve tevhit işlemi ile 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazları oluşturduğu ve 872/1246 payının ..., 187/1246’şar payın davacı ... ile davalı ... Dökmeci adına tescil edildiği, asıl davanın davacısı Hüsnü ve birleştirilen davanın davacısı Mustafa’nın 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 15.06.1999 tarihinde satış suretiyle davalı ...’e devrettikleri, davalı ...’in 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazı ise 17.08.2000 tarihinde dava dışı belediyeden satın alma sureti ile edindiği, 376 ada 9, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tevhiden çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazı oluşturduğu, yargılama sırasında, birleştirilen davanın davacısı ...’nin ölümü üzerine Ermenek Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/2E-71K., sayılı kararı ile terekesine oğlu ...’nin temsilci olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan incelemeye göre ve özellikle çekişmeli taşınmazların üzerine bina yapılıp davacılara dükkan verilmesi koşulu ile davalıya temlik edildiği, bu hususun davalının imzasını taşıyan 03.09.2008 tarihli belge ile sabit olduğu saptanarak, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda dava konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın geldi parsellerinden olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı belediyeden satış yoluyla edinildiği, anılan parselde davacıların bir hakkı bulunmadığı gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davalı ile tereke temsilicisinin bu yönlere değinen yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ile tereke temsilcisinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen ilgilileri yönünden usuli kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında, geldi parsellerinden olan 376 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğu gözetilerek, çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tevhit öncesi geldi parsellerinden 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara oranlanmak suretiyle hangi miktarın iptal edileceğinin belirlenmesi gereğine işaret edilmiştir.
Bozma ilamı sonrası hükme esas alınan 10.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise, geldi parsellerinden olan 376 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarda davacı ... ile davalı ...’in 187/1246’şar, davacı ...’nın 872/1246’şar pay maliki olduğu gözetilmeden, bu pay oranlarının oluşumundan önceki imar durumuna gidilerek hesaplama yapılmıştır.
Hal böyle olunca, çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazın geldilerinden olan 376 ada 11 parsel sayılı 15,16 m2 miktarlı taşınmazın davalıya ait olduğu gözetilerek ve 376 ada 9 ve 10 parsellerde (15,84 m2+45,92 m2=61,76 m2) davacı ... ile davalı ...’in 187/1246’şar, davacı ...’nın 872/1246’şar pay oranları nazara alınarak çekişme konusu 376 ada 12 parsel sayılı taşınmazda hangi miktarın iptal edileceğinin bulunması ve pay/payda şeklinde gösterilmesi suretiyle hesaplama yapılması için bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken, bu hususların göz ardı edildiği bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir.
Öte yandan; HMK 297/2. maddesi uyarınca mahkemece denetime açık, infaza elverişli bir hüküm de kurulmamıştır.
Tereke temsilcisi ... ile asıl ve birleştirilen davada davalı ...’nin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 14.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.