12. Ceza Dairesi 2017/2422 E. , 2019/7545 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, Başkasına ait kimlik veya kimlik
bilgilerinin kullanılması
Hüküm : 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...
hakkında; Beraat
Sanıklar ..., ..., ... ve
... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/a, TCK’nın 62, 53, 52/2, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddeleri gereğince
hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/a,
TCK’nın 62, 53, 52/2, 63, 58; TCK’nın 268/1 delaletiyle 267/1,
62, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...’nın beraatine, sanık ...’nın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan sanık ...’nın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, katılan vekilinin temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK"nın 264/2. maddesi uyarınca gereği mercince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan sanık ...’nın mahkumiyetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; mahkemece hakkında katılma kararı verilen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan açılan davaya katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
3- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...’nın beraatine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise:
Yapılan yargılama sonunda, sanığın üzerine atılı suçu işlemediğinin sabit olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, kararın hatalı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
4- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...’nın mahkumiyetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde de:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, vekalet ücretinin hatalı uygulandığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 20/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.