19. Hukuk Dairesi 2016/1703 E. , 2016/15745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 1982 model biçerdöver satış akdi yapıldığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin elinde bulunan 1975 model biçerdöveri ve 22.000,00 TL bedelli bonoları davalıya teslim ettiğini, davalının 1982 model biçerdöveri teslim etmesine rağmen biçerdöverin tescil evraklarını ve diğer belgeleri müvekkiline teslim etmediğinden müvekkilinin biçerdöveri kullanamadığını, bu yöndeki edimlerini yerine getirmesi hususunda davalı tarafa ihtarname çekildiği halde davalının edimlerini yetire getirmemesi nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkilinin sözleşme gereği davalıya verdiği senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebiyle açılan davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini ileri sürerek, müvekkilince davalı şirket tarafından uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan sözleşmenin hüküm ifade etmemesi nedeniyle uğranılan 2.000,00 TL zararın 13/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 31/07/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 18.122,00 TL artırmıştır.
Davalı vekili, alacak isteğinin zamaaşımına uğradığını, davacının biçerdöver için yaptığı faydalı ve zorunlu masraflar için açtığı davada davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu davada alınan bilirkişi raporunda davacının yaptığı masrafların biçerdöverin randımanlı çalışması için gerekli masraflar olduğunun belirtildiğini, davacının kullanmadığı biçedöver için masraf yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacı taraf hasat zamanında biçerdöveri randımanlı şekilde kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Yargıtay incelemesinden geçen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/430 E.- 2010/403 K sayılı kararına göre sözleşmenin feshinde davalının kusurlu olduğunun kesinlik kazandığı, davacının kullanmadığı biçerdöverin kazancından mahrum kaldığını ileri sürerek bu davayı açtığı, dinlenilen tanık anlatımlarından biçerdöverin kullanılamadığının anlaşıldığı, bu nedenle davacının zararının ortaya çıktığı, zarar hesabına ilişkin alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 2.000,00 TL" nin dava tarihinden, 18.122,00 TL" nin ıslah tarihi olan 31.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu araç Ziraat Odasına kaydı gereken biçerdöver olup, Trafik Kanunu ve Yönetmeliği gereğince noter dışındaki satış ve devirleri geçersizdir. Kural olarak geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Nitekim davacı tarafından daha önce açılmış davada davacının bu hukuki ilişki sebebiyle davalıya verdiği senetlerden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. Dava konusu biçerdöverin de davalıya iade edilmiş olduğu ve davalı tarafından dava dışı bir kişiye satıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı biçerdöverin belgeleri kendisine verilmediği için biçerdöveri kullanamadığı gerekçesiyle tazminat talebinde bulunmuşsa da bu talebi yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek değerlendirilmesi ve davacının bu olay nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın kanıtlanması gerekmektedir. Mahkemece dinlenilen davalı tanıklarından ... isimli tanık davacının dava konusu biçerdöveri kullandığını beyan ettiği halde Mahkemece bu tanık beyanı dikkate alınmamış ve bu hususun gerekçesi de karar yerinde belirtilmemiştir. Önceki davada davacının biçerdövere bir takım faydalı masraflar yaptığı kabul edilmiş olup bu kabul karşısında adı geçen davalı tanığının davacı aleyhindeki beyanlarına itibar edilmemesinin güçlü gerekçeleri açıklanmadan bu tanık beyanına itibar edilmemiş olması delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünü gösterir. Öte yandan uyuşmazlığın biçerdöverden yararlanmadığını iddia eden davacının biçerdöveri derhal davalıya iade edip takasa konu kendi biçerdöverini de geri istememiş olması yönündeki davranışının da davanın sonucuna etkisi tartışılmalıdır.
Mahkemece belirtilen yönler üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.