14. Hukuk Dairesi 2016/11258 E. , 2017/3891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 25.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.05.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili, dava konusu...Kasabası 585 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisi olan...a ait olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkili ... tarafından kullanıldığını, harici alım satım sözleşmesine göre de dava konusu taşınmazın diğer mirasçılar tarafından müvekkiline satıldığını, tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı taktirde bedelinin müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar... ve...vekili, duruşmadaki ve aşamalardaki beyanlarında; harici alım satım sözleşmesinde müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, sadece parmak izlerinin bulunduğunu, bu nedenle satım sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddine tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmişitir.
04.06.1956 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı ve HUMK’nun 76. maddesinde belirtildiği üzere hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakalar ve netice-i talepleri ile bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ile ve onların vasıflandırmalarıyla bağlı değildir. Dolayısıyla dava dilekçesinde davacının 12.05.2000 tarihli sözleşmeyi “harici satış sözleşmesi” olarak nitelendirmesi hakimi bağlamaz.
Gerçekten anılan sözleşme incelendiğinde, malik...’nın mirasçısı olan..... ...,... ...ve...’nın 585 sayılı parseldeki...dan intikal edecek paylarını davacıya temlik ettikleri görülmektedir. Bu özelliği itibariyle adi yazılı satış senedi 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 612. maddesi kapsamında; murisin ölümünden sonra aynı murisin mirasçıları arasında yapılan miras payının temlikine ilişkin olup 612. maddesi hükmü gereğince terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar kendi aralarında sözleşme yapabilirler ve miras payının temliki olarak adlandırılan bu sözleşmeler yazılı olmak koşulu ile geçerli olup bu şekilde temlik edenin miras payı temlik edilene geçer. Davacı Türk Medeni Kanununun 677. maddesine dayanarak belli bir taşınmaz maldaki miras hakkının kendilerine temlik edildiğini ileri sürüp mülkiyetin aktarılmasını isteyebilirler. Bu durumda mahkemece, miras payı devir sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olduğu dikkate alınmak suretiyle tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.