20. Hukuk Dairesi 2015/13497 E. , 2017/1920 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .... Kadastro Mahkemesi
.
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli .... ilçesi, .... mahallesi 164 ada 1914 parsel sayılı taşınmaz, 275 m2 arsa; 164 ada 1920 parsel sayılı taşınmaz ise, 394 m2 arsa niteliğinde davacı İ.. A.. adına tapuda kayıtlı iken, .... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/578-1983/658 sayılı kararı gereğince tamamının orman olması nedeniyle terkin edilerek sayfası kapatılmıştır.
Davacı İ.. A.. vekili, çekişmeli taşınmazların orman sınırları dışına çıkartılması gereken yerlerden olduğu, taşınmazın mahkeme kararı ile orman sınırları içine alınmasından sonra yörede çalışma yapan 95 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca benzer nitelikteki yerler orman sınırları dışına çıkartıldığı halde, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde bırakıldığını ileri sürerek taşınmazı orman sınırları içinde bırakan tahdidin iptali, yerin orman sınırları dışına çıkartılması gereken yerlerden olduğunun tespiti ve orman kadastro komisyon kararının bu şekilde düzeltilmesini, aksi takdirde taşınmazların m2 birim fiyatı 2000.-TL"nin altında olmamak kaydıyla rayiç değeri tesbit edilerek tarafına ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının mülkiyet hakkı kalmadığından dava açma hakkının bulunmadığı, dava konusu parsellerin 1981 yılından sonra dahi halen orman niteliğinde olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilmiş olması nedeniyle 2/B şartları taşımadığı, 2/B uygulaması ile orman sınır dışına çıkarma işlemi sadece Hazine adına olabileceğinden gerçek kişilerin 2/B uygulaması yapılmasını istemekte hukukî yararının bulunmadığı; kaldı ki, halen orman tahdidi içinde olan bir yerin hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkarılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikte bir davanın kişiler tarafından açılmasının da olası olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/05/2014 gün ve 2014/3240-5834 E. k sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında; “...Mahkemece, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden kurulan hüküm yerinde ise de davacının tüm talepleri hakkında karar verilmemiştir. Davacı tarafından; taşınmazın, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğunun tesbiti ile orman kadastro komisyon kararının düzeltilmesi; olmadığı takdirde, taşınmazın m2 birim fiyatı 2000.-TL"nin altında olmamak kaydıyla rayiç değerininin tesbit edilmesi ve tarafına ödenmesi istenmiştir. Mahkeme tarafından bu talep yönünden olumlu - olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Karar bu hali ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun hükmün kapsamı başlıklı 297. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. “ hükmüne aykırıdır.
Davacının bedel istemi yönünden olumlu - olumsuz bir hüküm kurulmalı, bu istem hakkında mahkemenin görevli olup olmadığı hususu da değerlendirilmelidir...” hususlarına değinilmiştir.
Bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucu mahkemece halen orman tahdidi içinde olan bir yerin hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkarılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikte bir davanın kişiler tarafından açılması olasılığı olmadığından davacının davasının esastan reddine, taşınmazın m2 birim fiyatı 2.000.-TL nin altında olmamak kaydı ile rayiç değerinin tespit edilmesi ve tarafına ödenmesi davası yönünden mahkemenin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili ve görevli .... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin görevli mahkemece belirlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde ilk kez 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1980 yılında aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde; 1984 yılında 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulamaları yapılarak kesinleşmiştir. 1995 yılında ise 95 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından itiraza konu 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamaları yapılmış; bu çalışma 20/03/2013 tarihinde ilân edilmiştir.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davacının bedel istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının orman kadastrosuna itiraz davası yönünden verilen "davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ile davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesine" şeklindeki ilk hüküm bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden, bu hususta yeniden hüküm kurulması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün birinci fıkrasındaki "halen orman tahdidi içinde olan bir yerin hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkarılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikte bir davanın kişiler tarafından açılması olasılığı olmadığından davacının davasının esastan reddine" cümlesinin kaldırılarak, yerine "davacının orman kadastrosuna itiraz istemi yönünden verilen ilk hüküm bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 07/03/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.