Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6322
Karar No: 2014/3593
Karar Tarihi: 04.03.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/6322 Esas 2014/3593 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/6322 E.  ,  2014/3593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/09/2012
    NUMARASI : 2012/234-2012/433

    Davacı S.. H.. vekili Avukat A.. E.. tarafından, davalı M.. G.. vd aleyhine 19/01/2010 ve 23/03/2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 20/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan A.. K.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
    a-Dava, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı A.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı avukat, asıl ve birleşen davanın davalısı M.. G..’ün vekili olarak, birleşen davanın davalıları A.. B.., A.. K.. ve B.. Madencilik Tur. İth. İhr. İnş. San ve Dış Tic. Ltd. Şti. aleyhine, Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/4597 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptığını, haciz işlemi nedeniyle asıl davanın davalısı B.. T.. tarafından müvekkili M.. G.. aleyhine istihkak davası açıldığını, yine birleşen davanın davalıları A.. B.. ve B.. Madencilik Ltd. Şti. tarafından borca itiraz ve şikayet istemli davanın açıldığını, bu davalarda karşı taraf vekillerince, tarafların haricen anlaştığı belirtilerek davalardan feragat edildiğini, bilahare vekil eden M.. G.. tarafından icra dosyasındaki hacizlerin kaldırıldığını ve anlaşma sonucu icra dosyasının takipsiz bırakıldığını, tüm bu takip ve davalarda avukatlık hizmeti verdiğini ancak vekalet ücretini alamadığını, Avukatlık Kanunu’nun 165. Maddesi uyarınca vekalet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Mahkeme, 31/03/2011 tarihli ilk kararında; asıl ve birleşen dosyada davanın kabulüne, 21.608,68 TL’nin davalı M.. G.. ve B.. T.. yönünden asıl dava tarihinden, davalılar A.. K.., B.. Madencilik Ltd. Şti. ve A.. B.. yönünden birleşen dosyanın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiş, hükmün davacı ve davalı A.. K.. tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından 20.12.2011 gün, 2011/13528 esas, 2011/ 19638 karar sayılı ilamı ile davacının asıl ve birleşen dava dosyalarında toplam talep miktarının 43.217,00 TL olmasına karşın mahkemece, 21.608,68 TL’ye hükmedilerek, kalan miktar için olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle karar bozulmuştur.
    Mahkeme bozma ilamına uymuş, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurarak, her iki davada da ayrı ayrı 21.608,68 TL’nin tahsiline karar vermiştir. Bu karar yalnızca birleşen davanın davalısı A.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; birleşen davaya konu alacağın temelinde Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğünün 2009/4597 sayılı takip dosyası ile bu takibe vaki itirazın incelendiği 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/258 esas sayılı dosyasının bulunması nedeniyle; “icra dosyası açısından” davacı avukatın, müvekkilinden isteyebileceği tutarın, asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanan 10.804,34 TL, hasma tahmil edilecek tutarın yine aynı şekilde hesaplanan 10.804,34 TL olduğu ve toplam 21.608,68 TL’den Avukatlık Kanunu’nun 165. Maddesi uyarınca her iki tarafın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmiştir. Mahkeme de rapor gibi, avukatın ücret alacağının kapsamında; avukat ile müvekkili arasında geçerli bir ücret sözleşmesi var ise; sözleşmedeki bu miktarın, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu’nun 163/son maddesi gereğince hesaplanacak miktarın ve aynı yasanın 164/son maddesindeki sıralama koşulu bulunmamak kaydıyla, müvekkil lehine yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek miktarın bulunduğunu benimsemiştir.
    Avukatlık Kanunu’nun 165. Maddesinde; “İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca her iki tarafın müteselsilen sorumlu olduğu avukatlık ücreti, davanın kazanılması ya da takibin sonuçlanması halinde, yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek olan ücrettir. Bu miktar da eldeki davada 10.804,34 TL’dir. Davacının kendi müvekkili ile aralarındaki vekâlet ilişkisine göre hak ettiği ücretten, bu ilişkinin dışında bulunan davalı sorumlu tutulamaz. Avukatlık Kanunu’nun 165. Maddesi vekalet ilişkisine göre alınacak ücreti kapsamamaktadır. Yanılgılı gerekçe ile bu miktardan da davalının müteselsilen sorumlu tutulması doğru değildir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    b-Davacı, asıl davayı müvekkili M.. G.. ile istihkak iddiasında bulunan B.. T..’a, birleşen davayı yine müvekkili M.. G.. ile aleyhine icra takibi başlatılan Abdülaziz Badıllı, A.. K.. ve B.. Madencilik Ltd. Şti.’ye yöneltmiştir. Mahkemece hüküm fıkrasında bu hususa dikkat edilmiş olmakla birlikte, karar başlığında asıl davada davalı olarak yer almayan birleşen davanın davalıları A.. B.., A.. K.. ve B.. Madencilik Tur. İth. İhr. İnş. San ve Dış Tic. Ltd. Şti. de davalı olarak gösterilmiştir. Bu husus infazda tereddüt doğuracağından kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-a-b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, kararı temyiz eden birleşen davanın davalısı A.. K.. yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesine dayanılarak dava veya icra takibinde tarafların birinin vekili olan avukatın sözleşme gereğince kendi müvekkillerine ve sözleşme tarafı olmayan karşı tarafa vekalet ücreti alacağı ile ilgili olarak açtığı bir davadır.
    Uygulamada, davacı avukat tarafların harici anlaşmaları nedeniyle hem sözleşme gereğince alacağı vekalet ücretinden dolayı ve hem de harici anlaşma nedeniyle yargı merciilerince Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilmesi gereken vekalet ücretinden mahrum kaldığından dolayı iş sahipleri ile karşı taraf aleyhine dava açmakta ve Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesine göre de davalılar müştereken ve müteselsilen dava açan avukata karşı sorumlu tutulmaktadırlar.
    Uyuşmazlık, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesine dayanılarak açılan davalarda avukatla sözleşme yapmayan karşı tarafın iş sahipleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmadığı, diğer bir deyişle karşı tarafın davalı sıfatının olup olmadığı noktasından kaynaklanmaktadır.
    Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesine dayanarak dava açan avukatın hem sözleşme gereğince kararlaştırılan vekalet ücreti için hem de tarafların harici anlaşmaları nedeniyle takipsiz kalan dava ve icra takibinin devam etmemesi nedeniyle mahrum kaldığı vekalet ücretinden dolayı kendisi ile sözleşme yapan müvekkillerine dava açıp alacaklarını istemesinde uyuşmazlık yoktur. Zira, Avukatlık Kanunu avukat ile sözleşme yaptığı iş sahipleri arasındaki hukuki ilişkileri düzenlemektedir.
    Asillerin harici anlaşmaları halinde dava veya icra takibinin sonuçsuz kalması halinde karşı tarafın (kendisi ile sözleşme yapılmayan kişinin) sözleşme yapılan avukata karşı sorumlu olacağına dair herhangi bir yasal düzenleme yoktur. Kendisi ile sözleşme yapılmayan kişinin dava veya icra takibinden dolayı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre sorumlu tutulabilmesi için tarafların mahkeme veya icra müdürlüğü haricinde anlaşmamış olmaları ve dava için hakimin o davada icra takibi için icra müdürünün o takip esnasında vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar vermesi gerekir. Avukatlık Kanunu"nun 164/son maddesindeki düzenleme buna yöneliktir. Önümüzdeki uyuşmazlıkta tarafların mahkeme veya icra müdürlüğü haricinde anlaşmaları söz konusu olduğundan ve karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu olduğuna dair hakim veya icra müdürü tarafından verilmiş bir karar bulunmadığından karşı taraf davacı avukata karşı sorumlu değildir.
    Kaldı ki, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesi de tarafların harici anlaşmaları halinde sözleşme yapılan avukata karşı sözleşme yapmayan karşı tarafı sorumlu tutmamaktadır. Ancak, uygulamada 165. madde yanlış yorumlanma nedeniyle yanlış uygulanmaktadır. Zira, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesi dikkatlice okunduğunda ve bu kanunun sözleşme yapılan avukatla müvekkilleri arasındaki ilişkileri düzenlediği de göz önünde bulundurulduğunda, avukatla sözleşme yapan “iş sahipleri birden çok” ise tarafların harici anlaşmaları nedeniyle avukat hem sözleşme gereğince alacağı vekalet ücretinden dolayı hem de dava veya icra takibinin sonuçsuz kalmasından dolayı karşı taraftan alamadığı mahrum kaldığı vekalet ücretinden dolayı yani her iki vekalet ücretinden dolayı “birden çok” olan iş sahipleri sözleşme yapılan kendi avukatlarına karşı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Uygulamada, maddenin başındaki “iş sahipleri birden çok ise” düzenlemesi gözardı edilerek madde düzenlemesinin içindeki “her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda” düzenlemesinden hareketle (aslında bu düzenlemeden sözleşme gereğince iş sahiplerince ödenecek vekalet ücreti ile iş sahiplerinin harici anlaşması sonucu takipsiz kalan dava veya icra takibinden dolayı avukatın Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karşı taraftan alabilecekken mahrum kaldığı vekalet ücreti kast edilmektedir. Yoksa karşı tarafın sorumluluğuna dair bir düzenleme değildir.) Karşı tarafta yanlış değerlendirme sonucu kanuna aykırı olarak iş sahipleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaktadır. Yanlışlığın en göze batan yönü, avukatla arasında sözleşme olmayan karşı tarafın sözleşme ile kararlaştırılan ücretten de sözleşme yapanlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasıdır.
    Tarafların harici anlaşması nedeniyle fiilen devre dışı kalan avukatın konumu, iş sahibinin avukatını azletmiş hali gibidir. Bu durumda Avukatlık Kanunu"nun 174/2. maddesi gereğince avukatlık ücret sözleşmesi gereğince iş sahibi ile avukatı arasında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamından iş sahipleri sorumludur. Bunun yanında avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan vekalet ücreti sorumluluğunun avukatla sözleşme yapan iş sahibine ait olacağını Avukatlık Kanunu"nun 165, 174/3 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1. maddelerini de desteklemektedir.
    Sonuç olarak, tarafların harici anlaşmaları sonucu dava veya icra takibinin sonuçsuz kalması halinde Avukatlık Kanunu"nun 165. iş sahibi ile avukatı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan vekalet ücreti ile ilgili müteselsil sorumluluk sözleşme tarafı olmayan karşı tarafa ait olmayıp avukatla sözleşme yapan ve birden çok olan iş sahiplerine aittir. Yargı mercilerince (mahkeme veya icra müdürlüğü) karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu olacağına dair bir karar verilmediği sürece tarafların harici anlaşması nedeniyle dava veya icra takibinin sonuçsuz kalması halinde sözleşmenin tarafı olan avukatın Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesine dayanarak açtığı davalarda karşı tarafın davalı olma sıfatı yoktur. Onun yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekir. Aksi yöndeki karar ve uygulama Avukatlık Kanunu"nun 165, 174/3 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 1. maddesine aykırıdır.
    Sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyoruz. 04/03/2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi