21. Hukuk Dairesi 2014/3539 E. , 2015/2342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, vergi kaydına göre yapılan 4-b sigortalılığının iptaline, 4-a sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında ve 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalarının çakışması nedeniyle Bağ Kur sigortalılığının iptali ve SSK"lı çalışmaların tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 29.7.1991-31.12.2002 tarihleri arasında ve 14.3.2005 tarihinden devam eden vergi kaydının olduğu, oda ve sicil kaydının bulunmadığı ve 30.12.1991 tarihli giriş bildirgesine istinaden 29.7.1991 tarihinden itibaren 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığının başlatıldığı, vergi kaydının bitmesi nedeniyle 31.12.2002 tarihinde terkinin verildiği ve tekrar vergi kaydının başlaması nedeniyle 1.12.2005 tarihinde 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığının başlatıldığı, bu sırada davacının 30.4.1991 tarihinden itibaren kesintili olarak SSK"lı çalışmasının bulunduğu ve 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığının ..."lı çalışmasının çıkış tarihi 30.11.2005 tarihinden itibaren başlatılıp, davacının 3.12.2005 tarihinden itibaren tekrar ... kapsamında çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; davacının vergi kaydının 14.3.2005 tarihinde başlaması nedeniyle Bağ Kur sigortalılığının Kurum tarafından tekrar devam ettirilmesi ve aynı dönemde 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmalarının geçerli olup olmadığına ilişkindir.
Somut olayda; davacının vergi kayıtlarına istinaden 1479 sayılı Kanun uyarınca Bağ-Kur sigortalılığının 29.7.1991 tarihinde başlayıp devam ettiği, ..."lı çalışmasının ise 30.4.1991 yılında başlayıp kesintili olarak devam ettiği ve 30.11.2005-3.12.2005 tarihleri dışında ..."lı çalışması olduğu, buna göre davacının 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığı ile 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının çakıştığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacının 506 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılıkları çakışmıştır. "Çakışan sigortalılık sorununu" gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin ...
kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" ( K ) bendinde ise. "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı" belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin ... kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında. başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (3.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
O halde, davacının 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının daha önce başlaması karşısında Kurum işlemi yerindedir.
Buna göre, davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 12/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.