19. Hukuk Dairesi 2018/444 E. , 2019/1042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... Dış Tic. ve Pazarlama Ltd. Şti. arasında görülen davalar hakkında Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 25.03.2016 gün, 2008/333 E.-2016/208 K. sayılı hükümlerin taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Av. ... ile davalı-karşı davacı vekili şirket yetkilisi ... ve vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalının; 14.07.1986 tarihinde dava dışı ... şirketi ile dağıtıcılık sözleşmesi imzalayarak Synthes ürünlerinin Türkiye pazarında dağıtım ve satış hakkına sahip olduğunu, dava dışı ... şirketinin 2004 senesinde bütün hak ve alacaklarıyla birlikte davacı tarafından satın alınarak davacının davalı ile yapılmış olan sözleşmenin tarafı haline geldiğini, davalının muaccel borçlarını ödememesi nedeniyle 24 Nisan 2008 tarihli ihtarnameyi keşide ederek davacıya muaccel alacakların ödenmesi için süre verildiğini, buna karşın ödeme yapılmaması üzerine davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, davacının 5.973.473,15 İsviçre Frankı(yaklaşık 6.850.000,00 YTL) alacağı bulunduğunu, davalı tarafın özellikle kamu ihalelerini üstlenmiş olması nedeniyle davacının feshe rağmen mal tedarik etmeye devam etmekte olduğunu belirterek şimdilik 50.000 İsviçre Frankının temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili 29.12.2014 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ederek 5.915.707,54 İsviçre Frankı artırmıştır.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ihtilafın davacının dava dışı ... şirketini tüm hak ve borçlarıyla birlikte devralmasından sonra davalıyı devreden çıkararak Türkiye pazarında bizzat faaliyet göstermeye karar vermesinden kaynaklandığını, sözleşmenin önceki tarafı ile davalı arasında ürün bedellerinin ödenmesi konusunda uzun yıllardır süregelen bir uygulama bulunduğunu, bu uygulamaya göre davalının hastanelere ve devlet kuruluşlarına verdiği ürün bedelleri davalıya ödendiğinde ... şirketine ödeme yapılmakta olduğunu, davacının ise mevcut uygulamaya karşın 2007 senesinde açık hesabın kapatılması konusunda ısrarcı davranarak davalının haklarını bertaraf etme yoluna gittiğini, davacının 13.11.2007 tarihinde yanlar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak “Synthes Tıbbi Cihazlar Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.”ni kurduğunu, bilahare 24.04.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmeden kurtulma iradesini ortaya koyduğunu, ihtara konu alacakların bir kısmının muaccel dahi olmadığını, davacının rekabet yasağına aykırı davranarak sözleşmeyi kendisinin ihlal etmiş olduğunu, davacının geri almakla yükümlü bulunduğu ürünler olduğunu, sözleşmenin 15. maddesi uyarınca davacının fesih için 6 ay önceden yazılı ihtar çekmesi gerektiğini, davacının gönderdiği ürünlerin çoğunun “CE” ibaresi içermediğini, bu nedenle ürünlerin gümrükten çekilemediğini ve bundan dolayı davalının 5.500.000 CHF zarara uğradığını, fesih sonrası davalının peşin para ödeyerek sipariş ettiği ürünlerin dahi tedarikinin durdurulmuş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, karşı davaları nedeniyle de;-10.000,00 TL “CE” ibaresindeki usulsüzlük nedeniyle uğranılan zararın, 5.000,00 TL bedelleri peşin ödenmiş ürünlerin gönderilmemiş olması nedeniyle oluşan alacağın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, 10.000,00 TL haksız fesih nedeniyle yoksun kalınan karın tahsilini, 5.000,00 TL haksız rekabet nedeniyle uğranılan zararın tazminini, 10.000,00 TL münhasır dağıtıcılık sözleşmesinin davacı yanca ihlali nedeniyle oluşan zararın tazminini, 10.000,00 TL denkleştirme tazminatına hükmedilmesini, 5.000,00 TL davalının stoklarında bulunan ürünlerin geri alım bedelinin tahsilini, 3.808,00 TL AVİS operasyonel kiralama sözleşmelerinin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazminini, talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 24.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;sözleşmenin ifası sırasında uzunca bir süre davalı/karşı davacı dağıtıcının hastanelere ve devlet kuruluşlarına verdiği ürün bedelleri kendisine ödendiğinde davacı/karşı davalıya ödeme yapma şeklinde gerçekleşen uygulamanın yerleştiği, bu şekilde sözleşmede öngörülen ödeme şeklinin benimseme yoluyla değiştirilmiş olduğu, değişen bu uygulama şekli itibariyle artık davalının davacıya sözleşmede kararlaştırıldığı biçimde ödeme yapmak durumunda olmadığı, bu itibarla davacının sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde ödeme yapılmadığından bahisle sözleşmeyi feshetmesinin yasaya ve sözleşmeye uygun olmadığı, sözleşmenin niteliği itibariyle ileriye etkili olacak şekilde feshedildiğinin kabul edilmesi ve buna uygun olarak taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisinin tasfiye edilmesi gerektiği, karşı davacının haksız fesih nedeniyle kar kaybı bulunduğu, sözleşmenin feshinden sonra davalı/karşı davacının verdiği 12 adet siparişin sözleşmeden bağımsız bulunduğu, ayrı bir satış akdinin konusu olduğu, münhasırlık şartının, sözleşmenin geçerli olduğu (yürürlükte kaldığı) süre için sözkonusu olacağı, sözleşmenin geçerli(yürürlükte) olduğu süre içinde ihlalin gerçekleştiğinin usulünce kanıtlanmış olmadığı, haksız rekabetin varlığının usulünce kanıtlanmamış olması, sözleşmenin yürürlükte olduğu süre zarfında davalı/karşı davacı tek satıcı sayesinde müşteri çevresi önemli ölçüde genişlemiş bulunan davacı/karşı davalının münasip bir tazminat ödemesi uygun bulunmakla ve tek satıcının son 5 yıllık brüt karının ortalamasının müşteri tazminatı olarak ödenmesi gerektiği, sözleşmenin 13. maddesi uyarınca tek satıcının stoğunda bulunan malları davacı/karşı davalı maliyet üzerinden geri almakla yükümlü olduğu, sözleşmenin davacı yanca haksız feshedilmesi nedeniyle davalı/karşı davacının AVİS şirketinden kiralamış olduğu araçlar için erken iade cezası ödemek durumunda kaldığı gerekçeleriyle asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl davada;
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından davalıya çekilen ihtarnamenin BK"nın 117. maddesinde yer alan hükümlere göre geçerli bir ihtar olmamasına ve taraflar arasında bulunan ödeme teamüllerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Asıl davada davanın kabul edilen kısmına göre davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin az, reddedilen kısmına göre davalı lehine verilen vekalet ücretinin fazla olduğu, ayrıca hüküm altına alınan miktarın TL karşılığına göre davalıdan tahsiline karar verilen nisbi karar harcının az olduğu anlaşılmakla hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Davalı vekilinin temyiz talepleri incelendiğinde; asıl davada hüküm altına alınan miktarın dava dilekçesinde belirtilen kısmı için dava tarihinden, ıslahla artırılan kısmı için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken hüküm altına alınan miktarın tamamı için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.
Karşı davada;
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı – karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, davalı – karşı davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Karşı dava alacak kalemlerinden haksız fesih nedeniyle yoksun kalınan kar bakımından hükme esas alınan bilirkişi raporunda yoksun kalınan karın 59.386,64 CHF ve ayrıca 852.522 TL olduğu belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece 59.386,64 CHF"nin TL karşılığı bulunarak bilirkişi raporunda belirtilen 852.522 TL"ye eklenerek tümü üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken mahkemece 59.386,64 CHF kar mahrumiyetinin dikkatten kaçırılarak davalı- karşı davacının kar mahrumiyeti talebinde eksik miktar üzerinden hüküm kurulması doğru olmamış, karşı davanın davalı- karşı davacı lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
1- Asıl davada yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA,
2- Karşı davada yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı- karşı davacı yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı yararına 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 20/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.