Sahte fatura kullanmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4370 Esas 2017/449 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4370
Karar No: 2017/449
Karar Tarihi: 30.01.2017

Sahte fatura kullanmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4370 Esas 2017/449 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın 2005 yılında sahte fatura kullanmak suçundan mahkumiyetine karar verildiği belirtilen kararda, gerçeğin tespiti için faturaları düzenleyen kişinin vergi raporlarının getirtilmesi, delillerin incelenmesi, mal ve para akışını gösteren belgelerin incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, suça konu faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiği belirtilerek, faturaların bu şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kararda ayrıca, sanığın farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığına dikkat çekilerek, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Ancak, bu hükümün uygulanmadığı da belirtilmiştir.
Kanun maddeleri olarak ise, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki belge düzenleme şartı, sahte fatura kullanmanın suç olarak değerlendirilmesi için öngörülen zorunlu bilgilerin faturada yer alması gerekliliği ve 5237 sayılı TCK'nun zincirleme suç hükümleri ile ilgili 43. maddesi ve Anayasa Mahkemesi kararı yasal düzenlemeler olarak kararda yer almaktadır.
11. Ceza Dairesi         2016/4370 E.  ,  2017/449 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura kullanmak
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Sanık hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; sahte olduğu iddia edilen faturaları düzenleyen kişi hakkındaki tüm vergi raporlarının getirtilmesi, raporları uyarınca açılmış dava varsa dosyasının celp edilip incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen kişi ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması; sahte fatura kullanma suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanun"a göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, karşısında suça konu faturaların asılları veya onaylı suretleri dosya içerisine konulup incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a) 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği; somut olayda sanığın 2005 takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullanmasına karşın hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
    b) Sahte olduğu iddia edilen faturaların en son 2005 yılı Aralık dönemi KDV beyannamesinde kullanılması karşısında “21.01.2006” olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “2005” şeklinde hatalı yazılması, yasaya aykırı,
    c) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 30.01.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.