16. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3549 Karar No: 2018/505 Karar Tarihi: 27.02.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3549 Esas 2018/505 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme 16. Ceza Dairesinde görülen bir davada, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkum olduğunu ve TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9 maddeleri uyarınca ceza aldığını belirtiyor. Temyiz talebinin reddi nedeni bulunmadığı için kararın esasına geçiliyor. Kararda, bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensupları tarafından kullanıldığı ve sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığının suç vasfının tayini açısından önemli olduğu vurgulanıyor. Ancak sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair istihbari nitelikteki belgeye dayanılarak eksik araştırma ile karar verildiği belirtiliyor. Ayrıca, el konulan pasaport ve Milli Eğitim Bakanlığı Personel Kimlik Kartı hakkında herhangi bir karar verilemediği ve iki adet flash bellekle ilgili bir karar verilmesi gerektiği de ifade ediliyor. Kararda, suç tarihinin yanlış yazıldığı, atıf maddesi olarak 3173 sayılı Kanunun 7/1 maddesinin gösterilemeyeceğinin düşünülmediği ve kanuna aykırı olduğu belirtilen hüküm, bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca bozuluyor. Kanun maddelerinin açıklaması ise şöyle: TCK'nın 314/2 maddesi - Silahlı terör ö
16. Ceza Dairesi 2017/3549 E. , 2018/505 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet (istinaf başvurusunun esastan reddine)
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı kararında bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığının suç vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; istinaf aşamasından sonra dosyaya gönderildiği anlaşılan bylock tespit ve değerlendirme tutanağı, anılan tutanak içeriği ile HIS (CGNAT) kayıtlarını karşılaştırılarak düzenlenen 13.02.2018 tarihli bilirkişi raporu ve dijital delillerin inceleme sonucunun CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorularak, tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair istihbari nitelikte olduğu belirtilen 03.02.2017 tarihli yetersiz belgeye dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Adli aramada el konulan, emanetin 2016/2341 sırasında kayıtlı sanığa ait pasaport ve Milli Eğitim Bakanlığı Personel Kimlik Kartı hakkında herhangi bir karar verilmemesi, 3-İstinaf aşamasından sonra dosyaya geldiği anlaşılan ve emanetin 2018/401 sırasına kaydedilen iki adet flash bellek ile ilgili olarak bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesi lüzumu, 4-Kabul ve uygulamaya göre de; a-Karar başlığında, suç tarihinin yakalama tarihi olan “04.10.2016” yerine “15.07.2016” olarak yazılması, b-Silahlı terör örgütü üyesi olduğu kabul edilen sanık hakkında ceza hükmü tesis edilirken atıf maddesi olarak 3173 sayılı Kanunun 7/1 maddesinin gösterilemeyeceğinin düşünülmemesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreler ve suç vasfı da dikkate alınarak sanığın tutukluluk halinin devamına, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.