Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlulara ödeme emrinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu maddeye göre yapılacak tebliğ işlemlerinde tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Tüzüğünün 28.maddesi uygulanmayacağından mahkemenin anılan maddeye uygun davranılmadığı gerekçesiyle tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik kararı isabetsizdir.
Ancak, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligat düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun"un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlanıldığı, takip talebinde borçlulara ait iki farklı adresin yazılmasına rağmen diğer adrese herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın, ödeme emrinin doğrudan borçluların adres kayıt sisteminde bulunan adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Ödeme emrinin borçlulara tebliğ tarihi olan 13.06.2011 tarihi itibariyle, Tebligat Kanunu"nun 10. ve 21. maddelerinde değişiklik yapan 6099 Sayılı Yasa"nın yürürlüğe girmiştir.
Bu durumda öncelikle icra müdürlüğünce, borçluların bilinen son adresi olan diğer adreslerine ödeme emrinin tebliğe çıkarılması, bu adreste tebligat yapılamaması halinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre adres kayıt sisteminde bulunan adrese tebliğ edilmesi gerekirken, takip talebinde yazılı diğer adrese tebligat gönderilmeksizin doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21. maddesinin 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrası uyarınca tebliğ işleminin tamamlanması anılan yasal düzenlemelere aykırıdır
Kaldı ki 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/8.maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebligat evrakı üzerine yazılması zorunludur. Bir diğer anlatımla 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran merciice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur.
Ödeme emri tebliğ evraklarının incelenmesinde tebliği çıkaran icra müdürlüğünce tebliğ evrakı üzerine adresin, adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin konulmuş bir kaydın bulunmadığı, sonradan el yazısı ile bu ibarenin ilave edildiği, yapılan ilavenin ise icra müdürünce tasdik edilmediği görülmektedir.
Bu nedenle tebligat üzerinde yazılı adres muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olması halinde dahi 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2.maddesine uygun bir tebliğ işleminden söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle borçlulara yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulsüzdür.
O halde mahkemece şikayetin kabulü kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarınnı reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 21,15 TL onama harcı temyiz edenden alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.