23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/4710 Karar No: 2016/758 Karar Tarihi: 03.02.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4710 Esas 2016/758 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Libya'ya işçi olarak götüreceğini söyleyerek tanıdığı bir kişiden 8000 TL almasına rağmen, söylediği şeyi yapmayarak dolandırıcılık suçu işlediği gerekçesiyle 4 ay hapis ve 2000 TL para cezasına çarptırıldı. Ancak, kararın bozulmasına sebep olan birkaç yanlışlık da belirtilmiştir. Bunlardan ilki, davadaki konunun sadece iddianamede yer alan fiil olduğu halde evlendirme vaadiyle para tahsil etme eyleminin de kabule esas alınmasıdır. İkinci hata ise, mağdurun davadan vazgeçtiği gibi bir beyanda bulunmasının, zararının sanık tarafından giderildiği anlamına gelmeyeceği konusunda yanlış bir yargıya varılmış olmasıdır. Kanun maddeleri olarak ise, dolandırıcılık suçu için 5237 sayılı TCK'nın 157/1, 168/1, 52/2, 53/1 maddeleri uygulanmıştır. Bozma sebebi olarak ise, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gösterilmiştir.
23. Ceza Dairesi 2015/4710 E. , 2016/758 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 157/1, 168/1, 52/2, 53/1 maddeleri gereğince 4 ay hapis ve 2000 TL adli para cezası ile mahkumiyetine
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, pazar yerinden tanıdığı olan ve iş arayan katılandan, Libya"ya işçi olarak götüreceğini söyleyerek 8000 TL almasına rağmen, katılanı Libya"ya işçi olarak götürmeyerek haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda, 1) 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusunun, iddianamede gösterilen fiilden ibaret olduğu, iddianamade tavsifi yapılan dava ile bağlı kalınarak yargılamaya devam edilip karar verilmesi gerektiği halde iddianame dışına çıkılarak dava konusu edilmeyen evlendirme vaadiyle kandırmak suretiyle para tahsil etmek eylemininde kabule esas alınması, 2) Katılan soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığı"na verdiği 07.01.2011 tarihli dilekçesinde “açmış olduğu davadan vazgeçtiğini ve feragat ettiğini” beyan etmiş olup, dilekçe içeriğinden de anlaşılacağı üzere, bu beyanın şikayetten vazgeçmeye ilişkin olduğu, yoksa sanık tarafından zararının giderildiğine ilişkin bir anlam taşımadığı, bu durumun kovuşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olan katılan tarafında da açıkça belirtildiği, dolayısıyla katılan tarafından verilen bu dilekçeye, zararın tümünün sanık tarafından giderildiği şeklinde bir anlam yüklenerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.