21. Hukuk Dairesi 2014/3295 E. , 2015/2315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 08/05/2009-10/03/2010, 10/04/2010-28/02/2011 ve 01/07/2012-10/07/2012 tarihleri arasında zorunlu ... sigortalısı olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının SSK ile çakışan 8.5.2009-10.3.2010, 10.4.2010-28.2.2011 ve 1.7.2012-10.7.2012 tarihleri arasındaki dönemde ... sigortalısı olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 1.5.2009-28.2.2011, 1.7.2012-10.7.2012, 22.10.2012-10.12.2012 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının, 23.6.2005-10.12.2012 tarihleri arasında taşıma işi nedeni ile vergi kaydının bulunduğu, 3.12.2008-30.12.2008, 01/01/2009 -30/04/2009, 08/05/2009 – 10/03/2010, 10/04/2010 – 26/11/2010, 27/11/2010-30/05/2012, 01/06/2012-30/06/2012, 11/07/2012- 21/10/2012 tarihleri arasında SSK kapsamında sigortalılığının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, 506 ve 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık statülerinin çakıştığı 8.5.2009 tarihinden sonra hangi sigortalılık statüsüne üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır.
"Çakışan sigortalılık sorununu" gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı Bağ-kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" ( K ) bendinde ise. "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı" belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı ... Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II.
Fıkralarında da bir kimsenin ... kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında. başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
5510 sayılı yasanın 6111 sayılı yasanın 33. maddesi ile değişik 53. maddesinde “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.” hükmü yer almaktadır. 5510 sayılı yasanın 53. maddesinde 6111 sayılı yasanın 33. maddesi ile yapılan bu değişiklik 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten önceki süreler için uygulanamayacaktır.
5510 sayılı yasanın 53. maddesinin 6111 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki halinde ise; “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda, davacının 23.6.2005-10.12.2012 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu ve 1.10.2008 tarihinden sonra davacının SSK"lı çalışmalarının bittiği tarih itirabi ile vergi kaydına istinaden 1.5.2009 tarihi itibari ile esnaf ... sigorta tescilinin yapıldığı ve 28.2.2011 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasa"nın 53. maddesi uyarınca çıkışının verildiği ve 30.6.2012 tarihihindeki SSK çıkışından sonra 1.7.2012 tarihinde esnaf ... sigortalılığının yeniden başlatıldığı ve vergi kaydına göre devam ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının önce başlayan sigortalılığı 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılıktır. Bundan sonra 506 sayılı Kanuna tabi çalışmasının 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı sona erdirmeyeceği ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davacının reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.