4. Ceza Dairesi 2017/5342 E. , 2020/15633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, cinsel taciz, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanığın müşteki ...’a yönelik hakaret ve müşteki ...’a yönelik cinsel taciz suçlarından dolayı kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak o yer Cumhuriyet savcısı ve sanık ...’nın TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE,
2-Müşteki ...’a yönelik tehdit, katılan ... ile müştekiler ..., ... ve ...’a yönelik tehdit ve hakaret ayrıca müşteki ...’ye yönelik cinsel taciz suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyizin incelemesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Zamanaşımının son kesme nedenini oluşturan sanık ...’in savunmasının alındığı 06/02/2012 tarihine göre, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımının inceleme tarihi itibarıyla gerçekleştiğinin anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince kamu davalarının DÜŞMESİNE,
3-Sanık hakkında müşteki ...’a yönelik kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince ;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
a)Sanığın, farklı zamanlarda ve birden çok kez müştekinin ev telefonunu araması şeklinde gerçekleştirdiği suça konu eylemlerinde, TCK"nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun “ısrar” öğesinin oluşması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, aynı Kanun"un 43/1. maddesi tatbik edilerek fazla ceza belirlenmesi, ayrıca müştekinin cep ve ev telefonundan aranması eylemelerinden dolayı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan iki ayrı hüküm kurulmuş ise de sanığın tüm davranışının müştekinin huzur ve sukununu bozma kastını taşıdığı ve bu nedenle, eylemlerinin tek suç oluşturduğu gözetilmeden, ayrı ayrı hükümler kurulmuş olması,
b)Sanığın tehdit suçundan beraat etmesi karşısında, TCK"nın 123/1. maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun CMK"nın 253/3. maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, aynı Kanun"un 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda belirlenmesi gerektiğinde zorunluluk bulunması,
c)17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanık ...’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.