Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu Bahattin Burul hakkında 02.07.2008 tanzim tarihli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır. Borçluya, ödeme emri tebliğ edilmeden 30.09.2010 tarihinde vefat ettiği, takibe mirasçıları aleyhine devam olunduğu, şikayetçi tarafından Bahattin Burul’un “şizofren duygulanım psikozu”, “uyum bozukluğu” gibi rahatsızlıkları bulunduğundan takibe konu senedin Bahattin Burul’un rızası dışında elinden alındığını belirterek takibin durdurulmasını talep etmiştir.
Yerel mahkeme, şikayet eden tarafından sunulan belgelerin sağlık raporu olmayıp teşhis ve tedaviler içerdiği dolayısıyla tedavi evraklarına göre, senedin tanzim tarihinde Bahattin Burul’un tasarruf ehliyetinin bulunmadığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Şikayetçi tarafından dosyaya ibraz olunan belgelerden Bahattin Burul’un 28.06.1990 ile 03.12.2008 tarihleri arasında “şizofren duygulanım psikozu”, “uyum bozukluğu” nedeniyle Almanya’da tedavi gördüğü anlaşılmıştır.
6762 Sayılı TTK.nun (Borçlanma Ehliyeti) kenar başlığını taşıyan 582. madde hükmüne göre, akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir. Aynı Kanunun 1. maddesi gereğince, bu kanunun ayrılmaz bir cüzü olduğu açıklanan TMK. 9. madde hükmüne göre fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. 10. madde hükmüne göre ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. 13. madde hükmüne göre yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir. 14. madde hükmüne göre Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur. 15.madde hükmüne göre Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz.
16. madde hükmüne göre ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler.
Akıl hastalığı yahut akıl zayıflığı gibi sebeplerden biri ile makul surette hareket etmek iktidarından mahrum bulunanlar, başka bir deyimle tam ehliyetsiz olanların yaptıkları hukuki işlemler kanuni mümessilleri tarafından onaylanmadıkça geçersizdir.
11.6.1941 gün 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde " ... Mümeyyiz olmayan bir kimse ile hukuki muamelede bulunan diğer akidin bunu bilmeyerek
hüsnüniyetle hareket etmiş olması zikri geçen 15. maddenin mutlak ve kat"i sarahatı karşısında öyle bir kimsenin tasarrufu üzerine hukuki hükmün terettüp etmesi için kafi değildir. Kanun o gibi temyiz kudretinden mahrum kimselerin esasen hüküm ifade etmeyen tasarrufları hususunda o tasarruftan dolayı hak iddia edenlerin hüsnüniyetlerini himaye etmemektedir ".... Medeni Kanunumuzun metin ve ruhundan başka türlü bir netice çıkarılmasına imkan yoktur..." şeklindedir. İçtihadı birleştirme kararının sonuç bölümünde ayırt etme gücünden yoksun olan kişilerin tasarruflarının geçersiz olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Olayımızda da borçlu kısıtlının, senetlerin tanzim tarihlerinde öne sürülen hastalıkları dolayısıyla tasarruf ehliyetinin olmadığının tespit edilmesi halinde yaptığı hukuki işlemler geçersiz olacaktır.
Hukuki işlemlerde tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğu için mahkeme tarafından re"sen gözönüne alınmak zorundadır.
Yargılama safhasında dosyaya ibraz olunan belgelerden, takibe konulan senetlerin tanzim tarihleri itibarı ile Bahattin Burul’un fiil ehliyetine sahip olup olmadığının Türk Medeni Kanunu, Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken senetlerin düzenlenme tarihi itibariyle Bahattin Burul’un akıl hastalığına yakalandığını gösterir sağlık raporu bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.